7.macera
1.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
: Değerli dinleyiciler,
Akşam Yediğini Anımsamayan Japon balığının Unutulmaz Maceralarıyla yine
sizlerle birlikteyiz...Bugün evde tuhaf bir sıkıntı var. Sıcaktan bunalan ev
halkı, büyük bir gerilim içinde. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar...Afacan
Tonguç, Nurten Hanım, Hakkı Bey ve akvaryumunda maceradan maceraya koşan
ve akşam yediğini anımsayamayan Japon
Balığı...Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki kahramanımız hakkında,
saatler yetmez değerli dinleyiciler...
EFEKT:
Akvaryum sesi..
J.BALIĞI:
Ooff...Aman...Çok sıcak...Şu daracık akvaryumun içinde balık çorbasına
döndüm...Eğer balıklar terleyebilseydi, şimdi sucuk gibi olmuştum...Yok,
sıcaktan şuurumu kaybedeceğim, ondan korkuyorum...
ANLATICI
: Bir dakika lütfen...Daha benim sözüm bitmedi...
J.BALIĞI:
Yok ya! İnsanlar radyolarını senin zırvalıklarını dinlemek için mi
açtılar?Neymiş? Söylenecek çok söz varmış da saatler yetmezmiş...Ben anlatırım kardeşim
derdimi. Bırak da rahat rahat maceradan maceraya sürükleneyim... Aaa! Eyvah,
yine geliyor zeka küpü afacan!
TONGUÇ:
Bir küçücük J.Balığı varmış, Çöllerde ko, ko, koşar oynarmış...Günaydın
anne...Ben çok uyandım...
NURTEN:
Günaydın yavrucuğum...Aferin sana...Haydi babanı uyandıralım da kahvaltımızı
edelim güzel güzel... Hakkı! Uyan artık! Kahvaltıya bekliyoruz...
HAKKI:
(İçerden,)Tamam, tamam... Sıcaktan vücudumun bir bölümü yatakla bütünleşmiş.
Onu toparlar toparlamaz geliyorum... Of...Aman...Of...Yahu Tatil sabahı niye
böyle erken kalkıyoruz ki?
NURTEN:
Tabii erken kalkacağız Hakkı. Erken kalkıp ailece kahvaltı edeceğiz. Ne olacak
böyle yapınca? Tonguç’un psikolojisi düzgün olacak, zihinsel gelişimi
tamamlanacak.
TONGUÇ:
Ben gelişeceğim değil mi anne?Zihnim çok gelişip kocaman olacak değil mi?
HAKKI:
Tabii, ne demezsin...
NURTEN:
Ne söyleniyorsun sen Hakkı?
HAKKI:
Bak hayatım, yarın tatile çıkıyoruz. Orada da sabahın köründe kalkalım,
çekirdek aile duygumuzu güçlendirelim deme bana. Hele mesele Tonguç’un zihinsel
gelişimiyse, olmayacak bir şey için tatil boyunca sabahın sekizinde kalkarak
kendimize büyük haksızlık etmiş olacağız...
NURTEN:
Hakkı!
TONGUÇ: Anneciğim bak,buzdolabından buz getirdim,Japon
balığımıza
atıyorum.
Serinlesin,çok serinlesin. Yazık.
J.BALIĞI:İmdaat!Bu
ilkel yaratık kafama taş atıyor. Daha doğrusu katılaşmış su atıyor. Nedir bu
başıma gelenler?İmdaat...İmmdaaat!
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
2.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
:Değerli dinleyenler,Akşam yediğini anımsamayan Japon balığı’nın unutulmaz
maceraları bütün hızıyla devam ediyor... Bu sıcakta maceranın fazla hızlı
olmadığını düşünebilirsiniz ama bana inanın hızlanacak. Neyse, bakalım, Japon
balığımız ne durumda.
J.BALIĞI:
İmmdaat! Nedir bu başıma gelenler?Anneciğiiim!...
HAKKI:
Oğlum Tonguç, saçmalama! Balığa serinlesin diye buz atılmaz.
NURTEN:
Hakkı! Bağırma çocuğa. Bak yavrumuz bütün iyi niyetiyle balığını serinletmeye
çalışıyor. Sen daha aileni nerede serinleteceğine karar veremedin. Nereye
gideceğiz bir tatilde?
J.BALIĞI
: Neden bahsediyor bunlar! Tatil ne demek?Bu tatil dedikleri şey benim bir
işime yarar mı acaba? Bir de bu çıktı başımıza.
HAKKI
: Tatilmiş Peh...! Sabah sabah, tatil de tatil...Bu kadar borcun içinde nereye
gidebiliriz onu düşünüyorum , çıldıracağım.
TONGUÇ:
Babam Tatil lafına çok kızıyor. Bu gidişle, Tatil zanlısı olacak.
HAKKI:
Ne?
NURTEN:
Anlamadın mı ? Tonguç daha bu yaşında bir mizah duygusuna sahip.
HAKKI:
Ha espiri miydi bu?
(
Tonguç kendi esprisine sinir bozucu bir biçimde gülüyordur. Nurten de komik bir
biçimde ona eşlik eder.)
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
3.Bölüm
(SİNYAL...)
(
Tonguç kendi esprisine sinir bozucu bir biçimde gülüyordur. Nurten de komik bir
biçimde ona eşlik eder.)
HAKKI: Ha espri miydi bu , iyi aferin. Yani desene
Tonguç şu ayak üstü komikçileri kervanına
girmeye aday.
NURTEN:
Ona stand-up deniyor Hakkıcığım. Ayrıca neden olmasın. Stand-upçılardan neyi
eksik yavrumuzun?
HAKKI:
Bu konuda ilk defa doğru bir şey söyledin. Tonguç’un gerçekten de onlardan
hiçbir eksiği yok.
TONGUÇ:
Püf...Püf...!
J.BALIĞI
: Aaa! Ne oluyor be? Hey, sen ne yaptığını sanıyorsun? Demin kafama taş yağdırıyordu
şimdi de suyumda fırtına estiriyor. Nedir bu yahu? Bir çeşit doğa koşullarına
dayanıklılık testi mi? Git başımdan, git!
TONGUÇ:
Bak anneciğim, J.Balığımızı serinletmenin yolunu buldum. Çok üfleyeceğim, çok
serinleyecek...Püf...Püf!
HAKKI:
Şu anda stand-upçı oğlun espri mi yapıyor, yoksa ciddi mi? Hah, hah..!
NURTEN:
Saçmalama Hakkı! Aferin benim oğluma. Balığını nasıl da düşünürmüş...Sen babana
bakma yavrum...Bizi tatile nereye götüremeyeceğine bile karar veremeyen babadan
ne beklenir ki?
J.BALIĞI:
Ay aman of, yeter! Git başımdan. Bir şey değil. Üflerken ağzından tükürükler
saçıyor. Mecbur muyum ben senin tükürüğünde yüzmeye? Bak hala üflüyor. Yok mu
bir J.Balığı dostu imdat!
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ MACERALARI
7.macera
4.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
:Değerli dinleyiciler bu sıcak yaz günlerinde herkes gibi kahramanlarımızda
bunalmıştı ve onlar da güzel bir tatilin özlemini duyuyorlardı. Fakat Akşam
yediğini Anımsamayan J.Balığı, herkes gibi sıcaklardan rahatsız olmasının
yanında insanların Tatil dediği kavramın nasıl bir şey olduğunun idrakına
varamamıştı.
J.BALIĞI:
Hoppala nereye gitti bunlar? O tatil dedikleri şeye mi gittiler acaba?Ya
gelmezlerse? E, benim yemeğimi kim verecek şimdi! Alçaklar! Beni burada aç
sefil bırakıp gittiler. Onlardan başka bir şey de beklenmezdi zaten. Ben ne
yapacağım şimdi. Hey, benim karnını doyuracak bir balık dostu yok mu?
EFEKT:
Kapı açılır. Aile alış verişten dönmüştür. Poşet sesleri...
HAKKI:
Of canım çıktı. Bir tatile çıkıyoruz diye bütün çarşıyı satın aldık.
NURTEN:
Yapma Hakkı! Senede bir tatile çıkıyoruz . Birazcık masraf olacak tabii...
J.BALIĞI:
Hah...Geldiler işte...Tatil dedikleri şey bu kadar kısa mıymış? O kadar
birbirlerini yediklerine değseydi yani?
HAKKI:
Masraf olacak olmasına da, her şeyin en pahalısından üçer beşer almak neyin
nesi?O aldığın güneş yağlarıyla bütün bir mahalle otuz yıl boyunca tatil
yapabilir.
NURTEN:
Ama bu çok önemli Hakkı. Bizim, özellikle de Tonguç’un zararlı ultraviyole ışınlarından korunması
için bu yağlar çok önemli. Ozon Tabakasındaki delik, tehlikeli boyutlarda.
TONGUÇ:
Delik baba çok delik, ozon tabakası...Yağlanmak lazım, çok lazım.
HAKKI: Yani herhangi bir doğa olayı da tanesi beş
milyondan otuz şişe güneş yağı almamıza mal oluyorsa, çıkmayıverin o
güneşe...Şu halime bak, doğa koşulları bir yandan,ailem bir yandan. Hakkı’nın
cebindeki delikle ilgilenen yok tabii...
TONGUÇ:
Babam çok komik espriler yapıyor. Çok komik. Ben babamın oğluyum.
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
5.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
:Hakkı Bey, Nurten Hanım ve şirin mi şirin, afacan mı afacan, zeka küpü Tonguç,
daha tatil için nereye gideceklerine karar vermeden, tatil alış verişlerini
yaptılar. Eh, bizim ailemize de böylesi yakışır, sevgili dinleyiciler.
Kahramanımız Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı ise, başına geleceklerden
habersiz akvaryumunun içinde bir oyana bir bu yana yüzgeç sallayarak
serinlemeye çalışıyordu....
HAKKI:
Evet, gelelim tatile nereye gideceğimiz konusuna....Bir fikri olan var mı?
J.BALIĞI:
Aaa...Yine tatile gitmekten bahsediyor. Az önce gittikleri şey tatil değil
miydi yani? Biri bana şu tatilin ne menem bir şey olduğunu açıklasın.
NURTEN:
Hakkı, ben diyorum ki, şöyle Erdek’e doğru uzansak.
HAKKI:
Ben bu kadar para harcadıktan sonra daha hareketli bir tatil yapmayı
düşünüyorum., Karaburun olabilir , Kaş olabilir...
J.BALIĞI:
Ne burnu? Kimin kaşı? Kaşının altında gözün mü var!Ne diyor bu adam?
HAKKI: Ya da mesela , Kemer olabilir, Bodrum olabilir...
J.BALIĞI:Ne
kemeri, ne pantolonu, nerenin bodrumu,
Tatil ne demek, iyice kafam karıştı...
TONGUÇ:
Benim de bir fikrim var. Çok var. Guetamala’ya gidelim...
J.BALIĞI:
Yeter! Gueta kim? Mala ne? Nereden düştüm bu aleme!
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
6.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
: Değerli dinleyenler, yoğun tartışmalar sonucunda ailemiz yaz tatilini
Kemer’de geçirmeye karar verdi. Hakkı Bey, Akşam 24.00 otobüsünden yer ayırttı.
Gazete ilanlarından seçtiği bir motelde rezarvasyon yaptırdı. Fakat
Kahramanımız J.BALIĞI hala, başına neler geleceğinden habersizdi.
TONGUÇ:
Babacığım, neden otobüste üç kişilik yer ayırttın? J.Balığı’mız nereye
oturacak?
HAKKI:
Yavrum, J.BALIĞI tatile götürülmez. Komşulardan birine rica ederiz, biz yokken
onunla ilgilenir. Ta, Kemer’e kadar yanımızda balık mı taşıyacağız, olacak şey
mi...
(Tonguç
komik bir biçimde ağlamaktadır.)
J.BALIĞI:
E, karar verin de rahatlayalım. Benim fikrimi soran yok tabii , her zaman
olduğu gibi. Gitmek isteyip istemediğimi bile bilmiyorum. Çünkü tatilin ne
olduğunu henüz anlayabilmiş değilim.
NURTEN:
Çok ön yargılısın Hakkı. Balıkla tatile gidilmez diye bir kural mı var? Belki
de J. Balıklarını tatile götüren ilk
aile biz oluruz.
HAKKI:
Ben böyle bir ilke imza atmak istemiyorum.
TONGUÇ:
Hazin bir çağda yaşıyoruz. Bir ön yargıyı ortadan kaldırmak, atom çeirdeğini
parçalamaktan daha güç.
HAKKI:
Ne? Ne, ne, ne dedin sen? Nurten duydun mu?
Tonguç
o söylediğin sözü bir yerden mi duydun?
TONGUÇ:
Yoo...Öyle aklıma geldi. Lafın gelişi söyledim. J.Balığımızı da götürelim baba.
Ne olur! (Ağlar.)
HAKKI:
Aman yarabbi...Yoksa bizim Tonguç...Yok canım neyse....Tamam kes ağlamayı. Balığın gelebilir. Ama ben
hiçbir şeye karışmıyorum, anlaştık mı?
J.BALIĞI:
Eveet...Tatile gitmeme karar verildi. Şimdi ben buna sevineyim mi, üzüleyim mi?
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
7.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
: Değerli dinleyenler,
Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı, bakalım tatilden hoşlanacak mı?Ne güzel
değil mi sevgili dinleyenler?Anlatıcınız olarak size her bölüm başında
açıklayıcı bilgiler veriyorum. Tiyatro tarihi boyunca biz anlatıcılardan hep
böyle açıklayıcı bilgiler verip susmamız istendi. Nedir bu anlatıcıların
kaderi?Şu mikrofonu elime geçirmişken doya doya konuşup size bütün olup
bitenleri anlatamayacak mıyım?Bak bak,kumanda masasından “Sus da skecimize devam edelim”diyorlar. Ne yani
anlatıcı skeçlerin bir parçası değil
mi?Susmuyorum işte. Bu bölümün tümünü ben anlatacağım
dinleyicilerimize...Efendiim ;nerede kalmıştık? J. Balığımızın tatil macerası
başlıyor. Ama yola çıkışları tam anlamıyla evlere şenlik. Hakkı bey,Nurten
hanım’ın hazırladığı eşyaları görünce “Keşke otobüs bileti almak yerine kamyon
kiralasaydık”diye düşündü. Hele o valizlerle terminalde düşe kalka otobüs
aramaları,Hakkı bey’in valizlerle alt alta üst üste yuvarlanışı,bir pet şişenin
içinde yolculuk yapmak zorunda kalan J.
Balığının defalarca şişesiyle beraber
yuvarlanışı ve kendisinden başka kimsenin duymadığı “imdaat! Tatil denen
şey bu muymuş?İstemiyorum tatil filan imdaaaat! “ çığlıkları... Sonunda kliması çalışmayan, 20
yaşında olmasına karşın saatte 150
km . hızla giden otobüslerini bulmaları...Neyse, sonunda
Kemer’e vardılar...Kahramanlarımızı kapının önünde karşıladı, şirin motelin
sahibi Fatma Hanım...
FATMA HANIM:Efendim hoş geldiniz, sefalar
getirdiniz. Şeref verdiniz motelimize...
NURTEN:
Hoş bulduk efendim...Hakkı görüyor musun ne cana yakın kadın.
HAKKI:
Doğru...Merhabalar...
FATMA:
Canım, ne şirin şeysin sen. Gözleri de çakmak çakmak zeka fışkırıyor sanki...
TONGUÇ:
Şirinim çok şirinim. Ter de fışkırıyor benden. Çok fışkırıyor...
FATMA:
İsmail, gel, İstanbul’dan paralar...Şey yani misafirlerimiz geldi. Gel de
yardım et eşyalarını taşımaya...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
8.Bölüm
(SİNYAL...)
İSMAİL:
Aman efendim, hoş geldiniz. Hanım dün arayıp rezarvasyon yaptıran bey değil mi?
FATMA:
Evet. Hakkı Bey ve ailesi...Şu otuzluklardan...
HAKKI:
Nasıl efendim, anlamadım?
FATMA:
Yani günlüğü otuz milyonluk odalardan
tutan aile demek istedim.
J.BALIĞI:
Offf...Bunlar da kim böyle? Bu pet şişenin içinden de hiçbir şey net görünmüyor
ki. Her yeri yamrı yumru...Bu tatil dedikleri şey beni hiç açmadı, hiç...
EFEKT:
(Ayak sesleri. Kapı açılma sesi.)
İSMAİL:
İşte odanız. Buyurun, keyfinize bakın.
NURTEN:
Önce güzel birer duş alalım. Yorucu bir yolculuk geçirdik.
İSMAİL:
Aaa...Şey...Şu an o pek mümkün değil....
HAKKI:
Nasıl yani?
İSMAİL:
Sularımız kesik de...
HAKKI:
Ama telefonda 24 saat sıcak su var demiştiniz.
İSMAİL:
Var tabii...Ama bugün bir aksilik oldu işte. En iyisi siz, motelimizin
plajından denize girin. Geldiğinizde sular da gelmiş olur belki .Hem biz de
geleceğiz birazdan sahile...
HAKKI:
Ama olur mu kardeşim?
NURTEN:
Tamam Hakkı sinirlenme gelir gelmez. Biz buraya denize girmek için gelmedik
mi?Bu seferlik de böyle olsun.
TONGUÇ:
Anne...Ben plajda kumlarla oynayacağım. Çok oynayacağım...
NURTEN:
Oyna tabii yavrum. Oyna ki zihnin gelişsin. Haydi önce hazırlanalım.
TONGUÇ:
Çok hazırlanalım...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
9.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT:
Plaj, dalga sesleri...Kalabalık...
HAKKI:
”Uzanmışım kumsala...Yatmışım sereserpe! Tatildeyim...! Ooooh...Dünya varmış...
NURTEN:
İyi ki gelmişiz gerçekten...
HAKKI:
Nurten ne yapıyorsun Tonguç’a öyle?O kadar da yağ sürülür mü? Sanki Kırkpınar
da güreşe çıkacak...
TONGUÇ:
Ben çok yağlanacağım baba...Çok kaygan olacağım...
NURTEN:
Ol tabii evladım. Korun zararlı güneş ışınlarından...
J.BALIĞI:
Aaaa....! Şu akvaryumun büyüklüğüne bak...Ne kadar çok su var burada...İnsanlar
koşa koşa suya giriyor, beni şu küçücük şişeye tıktılar, adalet mi bu?!Sizin
suda ne işiniz var! Ben sizin sokaklarınızda geziniyor muyum? Ay...Yine geliyor
şu Tonguç yanıma...Tutma çocuğum vıcık vıcık ellerinle şişemi. Zaten hiçbir şey
göremiyorum...
HAKKI:
Tonguç! Ne yapıyorsun orada? İn , kayıp düşeceksin...
NURTEN:
Engelleme çocuğu Hakkı. Belki yüzücü olacak oğlumuz. Geliştirsin
kabiliyetlerini.
TONGUÇ:
J. Balığımı gezdiriyorum...Çok gezdireceğim onu. Bak J.Balığı, şu üzerinde
durduğumuz şeye tramplen deniyor. Denize hoplanıyor buradan, çok hoplanıyor.
NURTEN:
Tonguç, yavrum dikkat et. Düşürme balığını...Aaaay!Bak düşürdü görüyor
musun?Kapağı da kapalı değildi...
EFEKT:
Suya düşme sesi.
J.BALIĞI:
Aaaa! Ne oluyor? Heey! Öğğ...Bu ne böyle? Herhalde o büyük akvaryumun içine
düştüm. Amma tuzlu bu su böyle!Bir şey değil, tansiyonum yükselecek...Ne dedim
ben? Tansiyon ne demek?Neyse , şöyle bir dolaşayım...Bakalım neler varmış
etrafta...
EFEKT:
Plaj ...İnsan sesleri...
NURTEN:
Oğlum dikkat etsene biraz...
TONGUÇ:
Gitti J.Balığım, çok gitti...Çok yağlanıp çok kaygan oldum. Elimden
kayıverdi...
İSMAİL:
(Uzaktan, ) Aaa...Şu yeni gelenler değil mi onlar. Ne bağırıp duruyor o
sevimsiz çocuk?Plajı birbirine katmışlar baksana...
FATMA:
Gel gidelim şunların yanına...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
10.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI
:Değerli dinleyiciler, sizlere programımızın başından beri macera yaşanacak
derken, bir bildiğimin olduğunu herhalde anlamışsınızdır...Gördünüz,
Kahramanımız Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı, kendini açık denizlerde buluverdi...Bakalım
daha başına neler gelecek...
EFEKT:
Plajdeki sesler.
(TONGUÇ,
ağlamaktadır.)
İSMAİL:
Önemli değil yavrum, ağlama...Ne olacak bir J.Balığından? Baban sana yenisini
alır.
FATMA:
Tabii yavrum, balık satan bir tanıdığımız var bizim. Sizi oraya götürürüz. Hem
bu sefer komisyon da almayız...
HAKKI:
Ne paragöz insanlarmış şunlar da...
NURTEN:Sorma.
Balıktan bile komisyon alacaklar utanmasalar. Tonguç, ağlama yavrum...
EFEKT:
Su altı...
DENİZ KESTANESİ: Ağbi, geçen gün dolaşıyorum, baktım iki
tane lüfer ters ters bakıyor.”Ne var? Dedim. “Ne bakıyorsunuz?” “Yok, Deniz
Kestanesi Ağbi.” Dediler. Sana bakmıyorduk. Bizim gözler sağlı sollu ya,
yanından geçerken, öyle bakıyormuş gibi oluyor.” Dediler. Hadi bakayım dedim,
yüzün çabuk, görmeyeyim sizi burada...
DENİZ
HIYARI:Yahu bana bak, sen iyi bir Deniz Kestanesisin ama , bazen çok yalan
söylüyorsun...
DENİZ
KESTANESİ: Siz de, sohbet esnasında bazen çok kırıcı oluyorsunuz sayın Deniz
Hıyarı...Ne zaman yalan söylediğimi gördünüz?
DENİZ
HIYARI: Bir kere sen bir Deniz Kestanesisin. Dolaşamazsın. Olduğun yerde öyle
kımıldarsın belki sağa sola...
J.BALIĞI:
Aaaa...Şu dikenli bitkiyle yanında yatan şey konuşuyorlar galiba...Yoksa bana
mı öyle geldi...
DENİZ
KESTANESİ: Bir dakika, bir dakika...Söylediklerine dikkat et. Bir kere biz
bitki değil , hayvanız...
J.BALIĞI:
Gerçekten de konuşuyor bunlar....Şu koskoca suyun içinde çeşit çeşit yaratıklar
varmış demek.
DENİZ
HIYARI: Aaaa....Bak, Ana geliyor...
J.BALIĞI:
Ana mı? O da kim?Şu gelen de ne öyle market poşeti gibi?
(
SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
(SİNYAL...)
11.Bölüm
ANLATICI
:Değerli dinleyiciler, bildiğiniz gibi bu hafta
kahramanlarımız tatilde...Ama yine bildiğiniz gibi Akşam Yediğini
Anımsamayan J.Balığı, her ortamda, her koşulda bir macera yaşamak için
yaratılmış sanki. Bu kez de, Nurten’in güneşten korunsun diye fazlaca yağladığı
Tonguç, kahramanımızın içinde bulunduğu şişeyi elinden kaydırıp denize
düşürüverdi...O da serüvenine, içinde bin bir çeşit garip canlının bulunduğu ,
denizde devam ediyor artık...
DENİZ
ANASI: Merhaba yavrularım...Ne haber? Neler yapıyorsunuz?
DENİZ
HIYARI: İyiyiz Anacığım. Bir misafirimiz
geldi de, onunla konuşuyorduk...
J.BALIĞI:
Aaaa...Market poşeti de konuştu...
D.ANASI:
Hoş geldin yavrum denizimize...Bunlar yabancılarla bek ilişki kuramaz. Ben
Deniz Anası’yım...Nasılsın bakayım...?
J.BALIĞI:
Sağ ol Teyze iyiyim...(Kendi kendine,) Demek deniz dedikleri şey burasıymış. Bu
teyze de Deniz Anası...Moteldeki kadına ne kadar da benziyor...O da Motel
Anasıymış demek ki...
BABA
TORİK: Hanım Neredesin...?
D.ANASI:
Hah, Baba Torik de geldi...
J.BALIĞI:Bir
de Baba Torik çıktı. Buyurun bakalım...
EFEKT:
Plaj...İnsan sesleri...
NURTEN:
Hakkı. Bir şeyler yapsana...
HAKKI:
Ne yapabilirim Nurten? Dibe dalıp koskoca denizde J.Balığı’nı mı
arayacağım?Tonguç, sen ne yapıyorsun öyle kumlarla?
TONGUÇ:
Sizden hayır yok. Ben kumdan deniz altı yapacağım...Onunla J.Balığı’mı
arayacağım...
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
12.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT:
Su altı sesi.
D.ANASI: Eee? Yavrum? Sen nereden geldin? Ne arıyorsun
burada?
J.BALIĞI:
Teyze benim bir akvaryumum var aslında. Tatile gidiyoruz diye koydu beni
sahiplerim bir pet şişenin içine. Herhalde insanlar pet şişelere tatil
diyorlar. Ay...Amma da tuzlu burası....Sonra da beni denize düşürdüler...Ben de
öyle yüzüyorum...
D.KESTANESİ:
Aman efendim kusura bakmayın. Fazla mı tuzlu olmuş denizimiz? Hemen biraz tatlı
su ilave edelim. Makarna mı bu kardeşim?
D.HIYARI:
Ayıp ama. Hiç yakışıyor mu senin gibi kibar bir D.Kestanesine?
D.KESTANESİ:
Geliyor bizim denizimizi beğenmiyor, sen bana söyleniyorsun. Senin gibi bir
D.Hıyarına yakışıyor mu bu peki?
D.HIYARI:
Hop, ağır ol! Benim D.Hıyarlığım hakkında ileri geri konuşma!
D.ANASI:
Çocuklar! Çok ayıp. Hiç misafirin yanında münakaşa edilir mi?
J.BALIĞI:
Deniz Anası Teyze. Deminden beri bir sürü balık gelip geçiyor. Ne çok canlı var
sizin bu denizde...
D.ANASI:
Öyle tabii yavrum...Bak mesela , şu ilerden geçen soytarı balığı...
J.BALIĞI:
Gelsin de eğlenelim biraz. Hey Soytarı gelsene biraz!Hey! BABA TORİK: Boşuna seslenme...Yabancı o. İtalya’dan
Venedik taraflarından gelmiş buralara...Adı da Launcelot mu Gobo mu , öyle bir
şey...
EFEKT:
Plaj...İnsan Sesleri. (TONGUÇ AĞLAMAKTADIR.)
NURTEN: Hakkı...Sahil güvenlikten yardım istesek mi sence?
HAKKI:
Tabii karıcığım. Hatta AKUT’u da arayalım. Sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığını
da arayalım...Ne dersin?
TONGUÇ:
Ben balığımı özledim. Çok özledim. Bulalım onu bir daha hiç denize
düşürmeyeceğim...
HAKKI:
Yok biz bulalım, sen yine arada bir at onu denize. Heyecan kat hayatımıza...
NURTEN:
Hakkı! Nasıl konuşuyorsun sen öyle? Görmüyor musun çocuğun halini...
TONGUÇ:
Babam benim halimi görsün. Çok görsün...
HAKKI:
Tamam tamam...Ben şöyle kıyıda dolaşıp bakayım biraz. Bir yararı olacağını
sanmıyorum ama, ne yapalım artık...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
13.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT:
Suda yürüme sesi. Plaj sesi.
TONGUÇ: Baba, denize daha çok girelim...Daha uzaklara
bakalım...
HAKKI: Tonguç yanımdan ayrılma...Dalgalar belki de
J.Balığı’nı kıyıya sürüklemiştir...Hem dikkat et. Buralarda midye . deniz
kestanesi falan olabilir. Çok kötü
ayağına batar insanın...
TONGUÇ: J.Balığı’mı bulamazsam, benim de ayağıma deniz
kestanesi batsın. Çok batsın...
EFEKT: Su altı...
D.KESTANESİ:Şimdi J.Balığı kardeş...Sen buraları
bilmezsin...Buralarda çok tehlikeli hayvanlar vardır. Mesela bir köpek balığı
var, onu gören herkes kaçacak delik arar. Ama bu köpek balığı var ya bana çok
hürmet eder...
D.HIYARI: Hala yalan söyleme huyundan vazgeçmedin. Nasıl
deniz kestanesisin sen anlamadım...
D.KESTANESİ: Yalanım varsa, üstüme insan bassın...Hem sen
bir yerini mi kestin?
D.HIYARI: Niye?
D.KESTANESİ: Yok bir salatalık kokusu geldi
burnuma...(Garip garip güler.)Ben hep yaparım bu espriyi...
J.BALIĞI:Espri mi yaptın şimdi sen...
D:KESTANESİ: Aaaaaaaaah!
J.BALIĞI: Ne oldu öyle? Üstüne çöken o acayip şey de neydi
öyle?
BABA TORİK: Ne olacak, insan bastı üstüne...
D.ANASI: Yavrum kaç kere söyledim sana, öyle dolaşma ayak
altında diye. Gel sen de bizim gibi şu kayanın yanında dur güzel güzel...
HAKKI: Aaaah! Anneciğim!
EFEKT: Plaj.
NURTEN: Hakkı! Ne oldu?
HAKKI: Ne olacak, balık ararken deniz kestanesine
bastım...
TONGUÇ: Babam kestaneye bastı, çok bastı...Ben basamadım
daha...
İSMAİL: Hay Allah. Gelin oturun şuraya Hakkı Bey.
Off...Çok kötü batmış...
FATMA: Neyse ki biz motelimizde bu tür durumlar için bir
merhem satıyoruz. Hem de çok ucuz...
İSMAİL: Evet, evet kelepir...
TONGUÇ: Kelepirmiş baba, çok kelepir...
EFEKT: Su altı...
D.KESTANESİ: Ooof...Ne işi var şu insanların suyun
içinde?Nefret ediyorum şu turizm mevsiminden....
D.HIYARI: Öyle deme D.Kestanesi kardeş, memlekete döviz
giriyor.
J.BALIĞI: Nasıl yani? İnsanlar denize girince memlekete
döviz mi giriyor? Döviz ne peki? Bana bir faydası var mı?Ondan mı tuzlu bu
denizin suyu?
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN
JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ
MACERALARI
7.macera
14.Bölüm
ANLATICI : Değerli dinleyiciler, bugünkü maceramızın
sonuna yaklaştık. Yani hikayenin bu aşamasında sözü fazla uzatmanın bir anlamı
yok. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de biraz sıkıldım anlatmaktan. En iyisi
hep birlikte kahramanlarımıza kulak verelim...
EFEKT:
Su altı...Geçen bir tanker gürültüsü
J.BALIĞI : Aaaaa! Deniz Anası Teyze. Bak bir şey geçiyor.
Kocaman. Balina mı bu?
D.ANASI: Ne? Hani nerede? O mu? O tanker...O balinadan
daha da tehlikeli.
J.BALIĞI: Nasıl yani?
D.ANASI: Bak şu dibinden sızan siyah şeyi görüyor musun?
Denizi öyle bir kirletiyorlar ki...Yaşanmaz oldu denizler artık.
D.KESTANESİ: Geçen gün yine böyle bir tanker geçiyordu, “
Bana bak!” dedim. O da, “ Buyur Deniz Kestanesi ağbi.” Dedi.
D.HIYARI: Başlama yine...
EFEKT: Motor sesi.
D.HIYARI:Eyvah!
Baba Torik kaç! Balıkçılar
geliyor!
BABA TORİK: Siz telaşlanmayın. Ben uzaklaşayım bari.
J.BALIĞI: Ya beni de yakalarlarsa? Ben de geliyorum.
BABA TORİK: Onlar benim peşimdeler. Haydi hakkınızı helal
edin.
DİĞERLERİ: Güle güle!
J.BALIĞI: Yahu, büyük akvaryum dedik, deniz dedik,
özgürlük dedik ama iyi ettik mi acaba? Biraz çevrem genişledi ama her anlamda,
bir kere tuzdan geçilmiyor burası...Sonra balıkçılar, tankerler...Ne yapsam?
Geri mi dönsem yoksa?
EFEKT: Dalga sesi...
J.BALIĞI: Aaa? Ne oluyor böyle? İmdat!
D.HIYARI: Gel-git başladı...
J.BALIĞI: Ay ben böyle dalgaya falan alışık değilim. Ben
durgun akvaryum sularının balığıyım. Duramıyorum...Akıntıya kapıldım...Haydi
hoşçakalın , sonra görüşürüz...
DİĞERLERİ: Güle güle!
EFEKT: Dalga sesi. Ardından Plajdaki sesler duyulur...
İSMAİL: Hanım, Baksana Hakkı Beylerin balığı kumsalda
çırpınıyor...
FATMA: İsmail, sen güneşin altında bu kadar kalırsan,
birazdan deniz atına binmiş bir kovboy bile görürsün.
İSMAİL: İnanmıyorsan bak!
FATMA: Aaaaa! Gerçekten de rengarenk J.Balığı...Nurten
Hanım! Tonguç! Koşun, Balığınızı bulduk!
EFEKT: Kumda ayak sesleri. Çırpınma sesi.
NURTEN: Hakkı bak!
HAKKI: Vallahi de bizim balık bu...
TONGUÇ: Balığım geri döndü! Ben onu bir daha hiç elimden
kaydırmayacağım....
HAKKI:Hala yaşıyor...
J.BALIĞI: Yaşıyorum yaşamasına ama bir an önce suya
girmezsem mefta olacağım. Hepsi başıma dikildi öyle bakıyorlar. Yok, zevkten mi çırpındığımı sanıyor bunlar yoksa?
İmdaat! Duyarlı olun biraz balığınıza karşı!...
FATMA: İşte akvaryuma su doldurup getirdim...
HAKKI: Gerçekten şaşırdım. Sizde de yok, yok yani...Atalım
şu balığı suya...
EFEKT: J.BALIĞI, suya düşerken çıkan ses.
J.BALIĞI: Oooh....Dünya varmış...
FATMA: Hakkı Bey akvaryumun fiyatı 25 milyon lira.
Hesabınıza ekledim ben....
HAKKI: Siz de fazla oldunuz ama...
TONGUÇ: Çok fazla oldunuz...Gel balığım....Çok özledin
beni değil mi? Gel seni gezdireyim. Çok gezdireyim...
J.BALIĞI: İmdaaaaat!
(SİNYAL...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder