AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ UNUTULMAZ MACERALARI




7.macera
1.Bölüm

(SİNYAL...)
ANLATICI : Değerli dinleyiciler, Akşam Yediğini Anımsamayan Japon balığının Unutulmaz Maceralarıyla yine sizlerle birlikteyiz...Bugün evde tuhaf bir sıkıntı var. Sıcaktan bunalan ev halkı, büyük bir gerilim içinde. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar...Afacan Tonguç, Nurten Hanım, Hakkı Bey ve akvaryumunda maceradan maceraya koşan ve  akşam yediğini anımsayamayan Japon Balığı...Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki kahramanımız hakkında, saatler yetmez değerli dinleyiciler...
EFEKT: Akvaryum sesi..
J.BALIĞI: Ooff...Aman...Çok sıcak...Şu daracık akvaryumun içinde balık çorbasına döndüm...Eğer balıklar terleyebilseydi, şimdi sucuk gibi olmuştum...Yok, sıcaktan şuurumu kaybedeceğim, ondan korkuyorum...
ANLATICI : Bir dakika lütfen...Daha benim sözüm bitmedi...
J.BALIĞI: Yok ya! İnsanlar radyolarını senin zırvalıklarını dinlemek için mi açtılar?Neymiş? Söylenecek çok söz varmış da saatler yetmezmiş...Ben anlatırım kardeşim derdimi. Bırak da rahat rahat maceradan maceraya sürükleneyim... Aaa! Eyvah, yine geliyor zeka küpü afacan!
TONGUÇ: Bir küçücük J.Balığı varmış, Çöllerde ko, ko, koşar oynarmış...Günaydın anne...Ben çok uyandım...
NURTEN: Günaydın yavrucuğum...Aferin sana...Haydi babanı uyandıralım da kahvaltımızı edelim güzel güzel... Hakkı! Uyan artık! Kahvaltıya bekliyoruz...
HAKKI: (İçerden,)Tamam, tamam... Sıcaktan vücudumun bir bölümü yatakla bütünleşmiş. Onu toparlar toparlamaz geliyorum... Of...Aman...Of...Yahu Tatil sabahı niye böyle erken kalkıyoruz ki?
NURTEN: Tabii erken kalkacağız Hakkı. Erken kalkıp ailece kahvaltı edeceğiz. Ne olacak böyle yapınca? Tonguç’un psikolojisi düzgün olacak, zihinsel gelişimi tamamlanacak.
TONGUÇ: Ben gelişeceğim değil mi anne?Zihnim çok gelişip kocaman olacak değil mi?
HAKKI: Tabii, ne demezsin...
NURTEN: Ne söyleniyorsun sen Hakkı?
HAKKI: Bak hayatım, yarın tatile çıkıyoruz. Orada da sabahın köründe kalkalım, çekirdek aile duygumuzu güçlendirelim deme bana. Hele mesele Tonguç’un zihinsel gelişimiyse, olmayacak bir şey için tatil boyunca sabahın sekizinde kalkarak kendimize büyük haksızlık etmiş olacağız...
NURTEN: Hakkı!
TONGUÇ: Anneciğim bak,buzdolabından buz getirdim,Japon balığımıza
atıyorum. Serinlesin,çok serinlesin. Yazık.
J.BALIĞI:İmdaat!Bu ilkel yaratık kafama taş atıyor. Daha doğrusu katılaşmış su atıyor. Nedir bu başıma gelenler?İmdaat...İmmdaaat!
(SİNYAL...)

AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
2.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI :Değerli dinleyenler,Akşam yediğini anımsamayan Japon balığı’nın unutulmaz maceraları bütün hızıyla devam ediyor... Bu sıcakta maceranın fazla hızlı olmadığını düşünebilirsiniz ama bana inanın hızlanacak. Neyse, bakalım, Japon balığımız ne durumda.                                          
J.BALIĞI: İmmdaat! Nedir bu başıma gelenler?Anneciğiiim!...
 HAKKI:  Oğlum Tonguç, saçmalama! Balığa serinlesin diye buz atılmaz.
NURTEN: Hakkı! Bağırma çocuğa. Bak yavrumuz bütün iyi niyetiyle balığını serinletmeye çalışıyor. Sen daha aileni nerede serinleteceğine karar veremedin. Nereye gideceğiz bir tatilde?
J.BALIĞI : Neden bahsediyor bunlar! Tatil ne demek?Bu tatil dedikleri şey benim bir işime yarar mı acaba? Bir de bu çıktı başımıza.
HAKKI : Tatilmiş Peh...! Sabah sabah, tatil de tatil...Bu kadar borcun içinde nereye gidebiliriz onu düşünüyorum , çıldıracağım.
TONGUÇ: Babam Tatil lafına çok kızıyor. Bu gidişle, Tatil zanlısı olacak.
HAKKI: Ne?
NURTEN: Anlamadın mı ? Tonguç daha bu yaşında bir mizah duygusuna sahip.
HAKKI: Ha espiri miydi bu?
( Tonguç kendi esprisine sinir bozucu bir biçimde gülüyordur. Nurten de komik bir biçimde ona eşlik eder.)
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI

7.macera
3.Bölüm
(SİNYAL...)
( Tonguç kendi esprisine sinir bozucu bir biçimde gülüyordur. Nurten de komik bir biçimde ona eşlik eder.)
HAKKI:   Ha espri miydi bu , iyi aferin. Yani desene Tonguç şu ayak üstü komikçileri kervanına  girmeye aday.
NURTEN: Ona stand-up deniyor Hakkıcığım. Ayrıca neden olmasın. Stand-upçılardan neyi eksik yavrumuzun?
HAKKI: Bu konuda ilk defa doğru bir şey söyledin. Tonguç’un gerçekten de onlardan hiçbir eksiği yok.
TONGUÇ: Püf...Püf...!
J.BALIĞI : Aaa! Ne oluyor be? Hey, sen ne yaptığını sanıyorsun? Demin kafama taş yağdırıyordu şimdi de suyumda fırtına estiriyor. Nedir bu yahu? Bir çeşit doğa koşullarına dayanıklılık testi mi? Git başımdan, git!
TONGUÇ: Bak anneciğim, J.Balığımızı serinletmenin yolunu buldum. Çok üfleyeceğim, çok serinleyecek...Püf...Püf!
HAKKI: Şu anda stand-upçı oğlun espri mi yapıyor, yoksa ciddi mi? Hah, hah..!
NURTEN: Saçmalama Hakkı! Aferin benim oğluma. Balığını nasıl da düşünürmüş...Sen babana bakma yavrum...Bizi tatile nereye götüremeyeceğine bile karar veremeyen babadan ne beklenir ki?
J.BALIĞI: Ay aman of, yeter! Git başımdan. Bir şey değil. Üflerken ağzından tükürükler saçıyor. Mecbur muyum ben senin tükürüğünde yüzmeye? Bak hala üflüyor. Yok mu bir J.Balığı dostu imdat!
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI

 

7.macera
4.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI :Değerli dinleyiciler bu sıcak yaz günlerinde herkes gibi kahramanlarımızda bunalmıştı ve onlar da güzel bir tatilin özlemini duyuyorlardı. Fakat Akşam yediğini Anımsamayan J.Balığı, herkes gibi sıcaklardan rahatsız olmasının yanında insanların Tatil dediği kavramın nasıl bir şey olduğunun idrakına varamamıştı.
J.BALIĞI: Hoppala nereye gitti bunlar? O tatil dedikleri şeye mi gittiler acaba?Ya gelmezlerse? E, benim yemeğimi kim verecek şimdi! Alçaklar! Beni burada aç sefil bırakıp gittiler. Onlardan başka bir şey de beklenmezdi zaten. Ben ne yapacağım şimdi. Hey, benim karnını doyuracak bir balık dostu yok mu?
EFEKT: Kapı açılır. Aile alış verişten dönmüştür. Poşet sesleri...
HAKKI: Of canım çıktı. Bir tatile çıkıyoruz diye bütün çarşıyı satın aldık.
NURTEN: Yapma Hakkı! Senede bir tatile çıkıyoruz . Birazcık masraf olacak tabii...
J.BALIĞI: Hah...Geldiler işte...Tatil dedikleri şey bu kadar kısa mıymış? O kadar birbirlerini yediklerine değseydi yani?
HAKKI: Masraf olacak olmasına da, her şeyin en pahalısından üçer beşer almak neyin nesi?O aldığın güneş yağlarıyla bütün bir mahalle otuz yıl boyunca tatil yapabilir.
NURTEN: Ama bu çok önemli Hakkı. Bizim, özellikle de Tonguç’un  zararlı ultraviyole ışınlarından korunması için bu yağlar çok önemli. Ozon Tabakasındaki delik, tehlikeli boyutlarda.
TONGUÇ: Delik baba çok delik, ozon tabakası...Yağlanmak lazım, çok lazım.
HAKKI:  Yani herhangi bir doğa olayı da tanesi beş milyondan otuz şişe güneş yağı almamıza mal oluyorsa, çıkmayıverin o güneşe...Şu halime bak, doğa koşulları bir yandan,ailem bir yandan. Hakkı’nın cebindeki delikle ilgilenen yok tabii...
TONGUÇ: Babam çok komik espriler yapıyor. Çok komik. Ben babamın oğluyum.
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI

 

7.macera
5.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI :Hakkı Bey, Nurten Hanım ve şirin mi şirin, afacan mı afacan, zeka küpü Tonguç, daha tatil için nereye gideceklerine karar vermeden, tatil alış verişlerini yaptılar. Eh, bizim ailemize de böylesi yakışır, sevgili dinleyiciler. Kahramanımız Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı ise, başına geleceklerden habersiz akvaryumunun içinde bir oyana bir bu yana yüzgeç sallayarak serinlemeye çalışıyordu....
HAKKI: Evet, gelelim tatile nereye gideceğimiz konusuna....Bir fikri olan var mı?
J.BALIĞI: Aaa...Yine tatile gitmekten bahsediyor. Az önce gittikleri şey tatil değil miydi yani? Biri bana şu tatilin ne menem bir şey olduğunu açıklasın.
NURTEN: Hakkı, ben diyorum ki, şöyle Erdek’e doğru uzansak.
HAKKI: Ben bu kadar para harcadıktan sonra daha hareketli bir tatil yapmayı düşünüyorum., Karaburun olabilir , Kaş olabilir...
J.BALIĞI: Ne burnu? Kimin kaşı? Kaşının altında gözün mü var!Ne diyor bu adam?
HAKKI:  Ya da mesela , Kemer  olabilir, Bodrum olabilir...
J.BALIĞI:Ne kemeri, ne pantolonu,  nerenin bodrumu, Tatil ne demek, iyice kafam karıştı...
TONGUÇ: Benim de bir fikrim var. Çok var. Guetamala’ya gidelim...
J.BALIĞI: Yeter! Gueta kim? Mala ne? Nereden düştüm bu aleme!
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI

 

7.macera
6.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI : Değerli dinleyenler, yoğun tartışmalar sonucunda ailemiz yaz tatilini Kemer’de geçirmeye karar verdi. Hakkı Bey, Akşam 24.00 otobüsünden yer ayırttı. Gazete ilanlarından seçtiği bir motelde rezarvasyon yaptırdı. Fakat Kahramanımız J.BALIĞI hala, başına neler geleceğinden habersizdi.
TONGUÇ: Babacığım, neden otobüste üç kişilik yer ayırttın? J.Balığı’mız nereye oturacak?
HAKKI: Yavrum, J.BALIĞI tatile götürülmez. Komşulardan birine rica ederiz, biz yokken onunla ilgilenir. Ta, Kemer’e kadar yanımızda balık mı taşıyacağız, olacak şey mi...
(Tonguç komik bir biçimde ağlamaktadır.)
J.BALIĞI: E, karar verin de rahatlayalım. Benim fikrimi soran yok tabii , her zaman olduğu gibi. Gitmek isteyip istemediğimi bile bilmiyorum. Çünkü tatilin ne olduğunu henüz anlayabilmiş değilim.
NURTEN: Çok ön yargılısın Hakkı. Balıkla tatile gidilmez diye bir kural mı var? Belki de J. Balıklarını tatile götüren  ilk aile biz oluruz.
HAKKI: Ben böyle bir ilke imza atmak istemiyorum.
TONGUÇ: Hazin bir çağda yaşıyoruz. Bir ön yargıyı ortadan kaldırmak, atom çeirdeğini parçalamaktan daha güç.
HAKKI: Ne? Ne, ne, ne dedin sen? Nurten duydun mu?
Tonguç o söylediğin sözü bir yerden mi duydun?
TONGUÇ: Yoo...Öyle aklıma geldi. Lafın gelişi söyledim. J.Balığımızı da götürelim baba. Ne olur! (Ağlar.)
HAKKI: Aman yarabbi...Yoksa bizim Tonguç...Yok canım neyse....Tamam  kes ağlamayı. Balığın gelebilir. Ama ben hiçbir şeye karışmıyorum, anlaştık mı?
J.BALIĞI: Eveet...Tatile gitmeme karar verildi. Şimdi ben buna sevineyim mi, üzüleyim mi?
(SİNYAL...)

AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI

 

7.macera
7.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI : Değerli dinleyenler, Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı, bakalım tatilden hoşlanacak mı?Ne güzel değil mi sevgili dinleyenler?Anlatıcınız olarak size her bölüm başında açıklayıcı bilgiler veriyorum. Tiyatro tarihi boyunca biz anlatıcılardan hep böyle açıklayıcı bilgiler verip susmamız istendi. Nedir bu anlatıcıların kaderi?Şu mikrofonu elime geçirmişken doya doya konuşup size bütün olup bitenleri anlatamayacak mıyım?Bak bak,kumanda masasından “Sus da  skecimize devam edelim”diyorlar. Ne yani anlatıcı skeçlerin  bir parçası değil mi?Susmuyorum işte. Bu bölümün tümünü ben anlatacağım dinleyicilerimize...Efendiim ;nerede kalmıştık? J. Balığımızın tatil macerası başlıyor. Ama yola çıkışları tam anlamıyla evlere şenlik. Hakkı bey,Nurten hanım’ın hazırladığı eşyaları görünce “Keşke otobüs bileti almak yerine kamyon kiralasaydık”diye düşündü. Hele o valizlerle terminalde düşe kalka otobüs aramaları,Hakkı bey’in valizlerle alt alta üst üste yuvarlanışı,bir pet şişenin içinde yolculuk yapmak  zorunda kalan J. Balığının defalarca şişesiyle beraber  yuvarlanışı ve kendisinden başka kimsenin duymadığı “imdaat! Tatil denen şey bu muymuş?İstemiyorum tatil filan imdaaaat! “  çığlıkları... Sonunda kliması çalışmayan, 20 yaşında olmasına karşın saatte 150 km. hızla giden otobüslerini bulmaları...Neyse, sonunda Kemer’e vardılar...Kahramanlarımızı kapının önünde karşıladı, şirin motelin sahibi Fatma Hanım...
 FATMA HANIM:Efendim hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Şeref verdiniz motelimize...
NURTEN: Hoş bulduk efendim...Hakkı görüyor musun ne cana yakın kadın.
HAKKI: Doğru...Merhabalar...
FATMA: Canım, ne şirin şeysin sen. Gözleri de çakmak çakmak zeka fışkırıyor sanki...
TONGUÇ: Şirinim çok şirinim. Ter de fışkırıyor benden. Çok fışkırıyor...
FATMA: İsmail, gel, İstanbul’dan paralar...Şey yani misafirlerimiz geldi. Gel de yardım et eşyalarını taşımaya...
(SİNYAL...)

AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
8.Bölüm
(SİNYAL...)
İSMAİL: Aman efendim, hoş geldiniz. Hanım dün arayıp rezarvasyon yaptıran bey değil mi?
FATMA: Evet. Hakkı Bey ve ailesi...Şu otuzluklardan...
HAKKI: Nasıl efendim, anlamadım?
FATMA: Yani  günlüğü otuz milyonluk odalardan tutan aile demek istedim.
J.BALIĞI: Offf...Bunlar da kim böyle? Bu pet şişenin içinden de hiçbir şey net görünmüyor ki. Her yeri yamrı yumru...Bu tatil dedikleri şey  beni hiç açmadı, hiç...
EFEKT: (Ayak sesleri. Kapı açılma sesi.)
İSMAİL: İşte odanız. Buyurun, keyfinize bakın.
NURTEN: Önce güzel birer duş alalım. Yorucu bir yolculuk geçirdik.
İSMAİL: Aaa...Şey...Şu an o pek mümkün değil....
HAKKI: Nasıl yani?
İSMAİL: Sularımız kesik de...
HAKKI: Ama telefonda 24 saat sıcak su var demiştiniz.
İSMAİL: Var tabii...Ama bugün bir aksilik oldu işte. En iyisi siz, motelimizin plajından denize girin. Geldiğinizde sular da gelmiş olur belki .Hem biz de geleceğiz birazdan sahile...
HAKKI: Ama olur mu kardeşim?
NURTEN: Tamam Hakkı sinirlenme gelir gelmez. Biz buraya denize girmek için gelmedik mi?Bu seferlik de böyle olsun.
TONGUÇ: Anne...Ben plajda kumlarla oynayacağım. Çok oynayacağım...
NURTEN: Oyna tabii yavrum. Oyna ki zihnin gelişsin. Haydi önce hazırlanalım.
TONGUÇ: Çok hazırlanalım...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
9.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT: Plaj, dalga sesleri...Kalabalık...
HAKKI: ”Uzanmışım kumsala...Yatmışım sereserpe! Tatildeyim...! Ooooh...Dünya varmış...
NURTEN: İyi ki gelmişiz gerçekten...
HAKKI: Nurten ne yapıyorsun Tonguç’a öyle?O kadar da yağ sürülür mü? Sanki Kırkpınar da güreşe çıkacak...
TONGUÇ: Ben çok yağlanacağım baba...Çok kaygan olacağım...
NURTEN: Ol tabii evladım. Korun zararlı güneş ışınlarından...
J.BALIĞI: Aaaa....! Şu akvaryumun büyüklüğüne bak...Ne kadar çok su var burada...İnsanlar koşa koşa suya giriyor, beni şu küçücük şişeye tıktılar, adalet mi bu?!Sizin suda ne işiniz var! Ben sizin sokaklarınızda geziniyor muyum? Ay...Yine geliyor şu Tonguç yanıma...Tutma çocuğum vıcık vıcık ellerinle şişemi. Zaten hiçbir şey göremiyorum...
HAKKI: Tonguç! Ne yapıyorsun orada? İn , kayıp düşeceksin...
NURTEN: Engelleme çocuğu Hakkı. Belki yüzücü olacak oğlumuz. Geliştirsin kabiliyetlerini.
TONGUÇ: J. Balığımı gezdiriyorum...Çok gezdireceğim onu. Bak J.Balığı, şu üzerinde durduğumuz şeye tramplen deniyor. Denize hoplanıyor buradan, çok hoplanıyor.
NURTEN: Tonguç, yavrum dikkat et. Düşürme balığını...Aaaay!Bak düşürdü görüyor musun?Kapağı da kapalı değildi...
EFEKT: Suya düşme sesi.
J.BALIĞI: Aaaa! Ne oluyor? Heey! Öğğ...Bu ne böyle? Herhalde o büyük akvaryumun içine düştüm. Amma tuzlu bu su böyle!Bir şey değil, tansiyonum yükselecek...Ne dedim ben? Tansiyon ne demek?Neyse , şöyle bir dolaşayım...Bakalım neler varmış etrafta...
EFEKT: Plaj ...İnsan sesleri...
NURTEN: Oğlum dikkat etsene biraz...
TONGUÇ: Gitti J.Balığım, çok gitti...Çok yağlanıp çok kaygan oldum. Elimden kayıverdi...
İSMAİL: (Uzaktan, ) Aaa...Şu yeni gelenler değil mi onlar. Ne bağırıp duruyor o sevimsiz çocuk?Plajı birbirine katmışlar baksana...
FATMA: Gel gidelim şunların yanına...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
10.Bölüm
(SİNYAL...)
ANLATICI :Değerli dinleyiciler, sizlere programımızın başından beri macera yaşanacak derken, bir bildiğimin olduğunu herhalde anlamışsınızdır...Gördünüz, Kahramanımız Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı,  kendini açık denizlerde buluverdi...Bakalım daha başına neler gelecek...
EFEKT: Plajdeki sesler.
(TONGUÇ, ağlamaktadır.)
İSMAİL: Önemli değil yavrum, ağlama...Ne olacak bir J.Balığından? Baban sana yenisini alır.
FATMA: Tabii yavrum, balık satan bir tanıdığımız var bizim. Sizi oraya götürürüz. Hem bu sefer komisyon da almayız...
HAKKI: Ne paragöz insanlarmış şunlar da...
NURTEN:Sorma. Balıktan bile komisyon alacaklar utanmasalar. Tonguç, ağlama yavrum...
EFEKT: Su altı...
DENİZ KESTANESİ: Ağbi, geçen gün dolaşıyorum, baktım iki tane lüfer ters ters bakıyor.”Ne var? Dedim. “Ne bakıyorsunuz?” “Yok, Deniz Kestanesi Ağbi.” Dediler. Sana bakmıyorduk. Bizim gözler sağlı sollu ya, yanından geçerken, öyle bakıyormuş gibi oluyor.” Dediler. Hadi bakayım dedim, yüzün çabuk, görmeyeyim sizi burada...
DENİZ HIYARI:Yahu bana bak, sen iyi bir Deniz Kestanesisin ama , bazen çok yalan söylüyorsun...
DENİZ KESTANESİ: Siz de, sohbet esnasında bazen çok kırıcı oluyorsunuz sayın Deniz Hıyarı...Ne zaman yalan söylediğimi gördünüz?
DENİZ HIYARI: Bir kere sen bir Deniz Kestanesisin. Dolaşamazsın. Olduğun yerde öyle kımıldarsın belki sağa sola...
J.BALIĞI: Aaaa...Şu dikenli bitkiyle yanında yatan şey konuşuyorlar galiba...Yoksa bana mı öyle geldi...
DENİZ KESTANESİ: Bir dakika, bir dakika...Söylediklerine dikkat et. Bir kere biz bitki değil , hayvanız...
J.BALIĞI: Gerçekten de konuşuyor bunlar....Şu koskoca suyun içinde çeşit çeşit yaratıklar varmış demek.
DENİZ HIYARI: Aaaa....Bak, Ana geliyor...
J.BALIĞI: Ana mı? O da kim?Şu gelen de ne öyle market poşeti gibi?
( SİNYAL...)

AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
(SİNYAL...)

11.Bölüm
ANLATICI :Değerli dinleyiciler, bildiğiniz gibi bu hafta  kahramanlarımız tatilde...Ama yine bildiğiniz gibi Akşam Yediğini Anımsamayan J.Balığı, her ortamda, her koşulda bir macera yaşamak için yaratılmış sanki. Bu kez de, Nurten’in güneşten korunsun diye fazlaca yağladığı Tonguç, kahramanımızın içinde bulunduğu şişeyi elinden kaydırıp denize düşürüverdi...O da serüvenine, içinde bin bir çeşit garip canlının bulunduğu , denizde devam ediyor artık...
DENİZ ANASI: Merhaba yavrularım...Ne haber? Neler yapıyorsunuz?
DENİZ HIYARI: İyiyiz Anacığım. Bir misafirimiz  geldi de, onunla konuşuyorduk...
J.BALIĞI: Aaaa...Market poşeti de konuştu...
D.ANASI: Hoş geldin yavrum denizimize...Bunlar yabancılarla bek ilişki kuramaz. Ben Deniz Anası’yım...Nasılsın bakayım...?
J.BALIĞI: Sağ ol Teyze iyiyim...(Kendi kendine,) Demek deniz dedikleri şey burasıymış. Bu teyze de Deniz Anası...Moteldeki kadına ne kadar da benziyor...O da Motel Anasıymış demek ki...
BABA TORİK: Hanım Neredesin...?
D.ANASI: Hah, Baba Torik de geldi...
J.BALIĞI:Bir de Baba Torik çıktı. Buyurun bakalım...
EFEKT: Plaj...İnsan sesleri...
NURTEN: Hakkı. Bir şeyler yapsana...
HAKKI: Ne yapabilirim Nurten? Dibe dalıp koskoca denizde J.Balığı’nı mı arayacağım?Tonguç, sen ne yapıyorsun öyle kumlarla?
TONGUÇ: Sizden hayır yok. Ben kumdan deniz altı yapacağım...Onunla J.Balığı’mı arayacağım...


AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
12.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT: Su altı sesi.
D.ANASI: Eee? Yavrum? Sen nereden geldin? Ne arıyorsun burada?
J.BALIĞI: Teyze benim bir akvaryumum var aslında. Tatile gidiyoruz diye koydu beni sahiplerim bir pet şişenin içine. Herhalde insanlar pet şişelere tatil diyorlar. Ay...Amma da tuzlu burası....Sonra da beni denize düşürdüler...Ben de öyle yüzüyorum...
D.KESTANESİ: Aman efendim kusura bakmayın. Fazla mı tuzlu olmuş denizimiz? Hemen biraz tatlı su ilave edelim. Makarna mı bu kardeşim?
D.HIYARI: Ayıp ama. Hiç yakışıyor mu senin gibi kibar bir D.Kestanesine?
D.KESTANESİ: Geliyor bizim denizimizi beğenmiyor, sen bana söyleniyorsun. Senin gibi bir D.Hıyarına yakışıyor mu bu peki?
D.HIYARI: Hop, ağır ol! Benim D.Hıyarlığım hakkında ileri geri konuşma!
D.ANASI: Çocuklar! Çok ayıp. Hiç misafirin yanında münakaşa edilir mi?
J.BALIĞI: Deniz Anası Teyze. Deminden beri bir sürü balık gelip geçiyor. Ne çok canlı var sizin bu denizde...
D.ANASI: Öyle tabii yavrum...Bak mesela , şu ilerden geçen soytarı balığı...
J.BALIĞI: Gelsin de eğlenelim biraz. Hey Soytarı gelsene biraz!Hey! BABA TORİK:  Boşuna seslenme...Yabancı o. İtalya’dan Venedik taraflarından gelmiş buralara...Adı da Launcelot mu Gobo mu , öyle bir şey...
EFEKT: Plaj...İnsan Sesleri. (TONGUÇ AĞLAMAKTADIR.)
NURTEN: Hakkı...Sahil güvenlikten yardım istesek mi sence?
HAKKI: Tabii karıcığım. Hatta AKUT’u da arayalım. Sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığını da arayalım...Ne dersin?
TONGUÇ: Ben balığımı özledim. Çok özledim. Bulalım onu bir daha hiç denize düşürmeyeceğim...
HAKKI: Yok biz bulalım, sen yine arada bir at onu denize. Heyecan kat hayatımıza...
NURTEN: Hakkı! Nasıl konuşuyorsun sen öyle? Görmüyor musun çocuğun halini...
TONGUÇ: Babam benim halimi görsün. Çok görsün...
HAKKI: Tamam tamam...Ben şöyle kıyıda dolaşıp bakayım biraz. Bir yararı olacağını sanmıyorum ama, ne yapalım artık...
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
13.Bölüm
(SİNYAL...)
EFEKT: Suda yürüme sesi. Plaj sesi.
TONGUÇ: Baba, denize daha çok girelim...Daha uzaklara bakalım...
HAKKI: Tonguç yanımdan ayrılma...Dalgalar belki de J.Balığı’nı kıyıya sürüklemiştir...Hem dikkat et. Buralarda midye . deniz kestanesi  falan olabilir. Çok kötü ayağına batar insanın...
TONGUÇ: J.Balığı’mı bulamazsam, benim de ayağıma deniz kestanesi batsın. Çok batsın...
EFEKT: Su altı...
D.KESTANESİ:Şimdi J.Balığı kardeş...Sen buraları bilmezsin...Buralarda çok tehlikeli hayvanlar vardır. Mesela bir köpek balığı var, onu gören herkes kaçacak delik arar. Ama bu köpek balığı var ya bana çok hürmet eder...
D.HIYARI: Hala yalan söyleme huyundan vazgeçmedin. Nasıl deniz kestanesisin sen anlamadım...
D.KESTANESİ: Yalanım varsa, üstüme insan bassın...Hem sen bir yerini mi kestin?
D.HIYARI: Niye?
D.KESTANESİ: Yok bir salatalık kokusu geldi burnuma...(Garip garip güler.)Ben hep yaparım bu espriyi...
J.BALIĞI:Espri mi yaptın şimdi sen...
D:KESTANESİ: Aaaaaaaaah!
J.BALIĞI: Ne oldu öyle? Üstüne çöken o acayip şey de neydi öyle?
BABA TORİK: Ne olacak, insan bastı üstüne...
D.ANASI: Yavrum kaç kere söyledim sana, öyle dolaşma ayak altında diye. Gel sen de bizim gibi şu kayanın yanında dur güzel güzel...
HAKKI: Aaaah! Anneciğim!
EFEKT: Plaj.
NURTEN: Hakkı! Ne oldu?
HAKKI: Ne olacak, balık ararken deniz kestanesine bastım...
TONGUÇ: Babam kestaneye bastı, çok bastı...Ben basamadım daha...
İSMAİL: Hay Allah. Gelin oturun şuraya Hakkı Bey. Off...Çok kötü batmış...
FATMA: Neyse ki biz motelimizde bu tür durumlar için bir merhem satıyoruz. Hem de çok ucuz...
İSMAİL: Evet, evet kelepir...
TONGUÇ: Kelepirmiş baba, çok kelepir...
EFEKT: Su altı...
D.KESTANESİ: Ooof...Ne işi var şu insanların suyun içinde?Nefret ediyorum şu turizm mevsiminden....
D.HIYARI: Öyle deme D.Kestanesi kardeş, memlekete döviz giriyor.
J.BALIĞI: Nasıl yani? İnsanlar denize girince memlekete döviz mi giriyor? Döviz ne peki? Bana bir faydası var mı?Ondan mı tuzlu bu denizin suyu?
(SİNYAL...)
AKŞAM YEDİĞİNİ ANIMSAMAYAN JAPON BALIĞININ
UNUTULMAZ  MACERALARI
7.macera
14.Bölüm
ANLATICI : Değerli dinleyiciler, bugünkü maceramızın sonuna yaklaştık. Yani hikayenin bu aşamasında sözü fazla uzatmanın bir anlamı yok. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de biraz sıkıldım anlatmaktan. En iyisi hep birlikte kahramanlarımıza kulak verelim...
EFEKT: Su altı...Geçen bir tanker gürültüsü
J.BALIĞI : Aaaaa! Deniz Anası Teyze. Bak bir şey geçiyor. Kocaman. Balina mı bu?
D.ANASI: Ne? Hani nerede? O mu? O tanker...O balinadan daha da tehlikeli.
J.BALIĞI: Nasıl yani?
D.ANASI: Bak şu dibinden sızan siyah şeyi görüyor musun? Denizi öyle bir kirletiyorlar ki...Yaşanmaz oldu denizler artık.
D.KESTANESİ: Geçen gün yine böyle bir tanker geçiyordu, “ Bana bak!” dedim. O da, “ Buyur Deniz Kestanesi ağbi.” Dedi.
D.HIYARI: Başlama yine...
EFEKT: Motor sesi.
D.HIYARI:Eyvah!  Baba Torik  kaç! Balıkçılar geliyor!
BABA TORİK: Siz telaşlanmayın. Ben uzaklaşayım bari.
J.BALIĞI: Ya beni de yakalarlarsa? Ben de geliyorum.
BABA TORİK: Onlar benim peşimdeler. Haydi hakkınızı helal edin.
DİĞERLERİ: Güle güle!
J.BALIĞI: Yahu, büyük akvaryum dedik, deniz dedik, özgürlük dedik ama iyi ettik mi acaba? Biraz çevrem genişledi ama her anlamda, bir kere tuzdan geçilmiyor burası...Sonra balıkçılar, tankerler...Ne yapsam? Geri mi dönsem yoksa?
EFEKT: Dalga sesi...
J.BALIĞI: Aaa? Ne oluyor böyle? İmdat!
D.HIYARI: Gel-git başladı...
J.BALIĞI: Ay ben böyle dalgaya falan alışık değilim. Ben durgun akvaryum sularının balığıyım. Duramıyorum...Akıntıya kapıldım...Haydi hoşçakalın , sonra görüşürüz...
DİĞERLERİ: Güle güle!
EFEKT: Dalga sesi. Ardından Plajdaki sesler duyulur...
İSMAİL: Hanım, Baksana Hakkı Beylerin balığı kumsalda çırpınıyor...
FATMA: İsmail, sen güneşin altında bu kadar kalırsan, birazdan deniz atına binmiş bir kovboy bile görürsün.
İSMAİL: İnanmıyorsan bak!
FATMA: Aaaaa! Gerçekten de rengarenk J.Balığı...Nurten Hanım! Tonguç! Koşun, Balığınızı bulduk!
EFEKT: Kumda ayak sesleri. Çırpınma sesi.
NURTEN: Hakkı bak!
HAKKI: Vallahi de bizim balık bu...
TONGUÇ: Balığım geri döndü! Ben onu bir daha hiç elimden kaydırmayacağım....
HAKKI:Hala yaşıyor...
J.BALIĞI: Yaşıyorum yaşamasına ama bir an önce suya girmezsem mefta olacağım. Hepsi başıma dikildi öyle bakıyorlar. Yok,  zevkten mi çırpındığımı sanıyor bunlar yoksa? İmdaat! Duyarlı olun biraz balığınıza karşı!...
FATMA: İşte akvaryuma su doldurup getirdim...
HAKKI: Gerçekten şaşırdım. Sizde de yok, yok yani...Atalım şu balığı suya...
EFEKT: J.BALIĞI, suya düşerken çıkan ses.
J.BALIĞI: Oooh....Dünya varmış...
FATMA: Hakkı Bey akvaryumun fiyatı 25 milyon lira. Hesabınıza ekledim ben....
HAKKI: Siz de fazla oldunuz ama...
TONGUÇ: Çok fazla oldunuz...Gel balığım....Çok özledin beni değil mi? Gel seni gezdireyim. Çok gezdireyim...
J.BALIĞI: İmdaaaaat!
(SİNYAL...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...