|
Beşir Fuad |
Beşir
Fuad’ın Ameliyatı
‘Kan aktıkça sızlıyor biraz…’
Bırakın oturup hakkında
bir yazı yazmayı, üzerinde düşünmekten bile çekindiğimiz hayatlar, öyküler,
hayat öyküleri vardır çoğumuzun. Yoldan çıkarıcı oldukları kadar baştan
çıkarıcı da olan; rutine uyum sağlamış varlıklarımızı tehdit eden, ezber bozan
masallar… Yine bizde böylesi tedirginlikler yaratan öykü, oyun, roman kişileri
ve onların hikâyeleri vardır bir de… Bunlar büyük eserlerin başkahramanları
değillerdir kimi zaman. Mesela Henric İbsen’in Peer Gynt oyununda yalnızca iki
sahnede görünüp kaybolan bir oyun kişisi… Savaşa gitmemek için tetik parmağını
orakla kesen genç… Onun hikâyesini ve bendeki izlerini başka bir zaman
anlatacağım. Sözünü etmek istediğim hikâyeler bana göre araftakilerin hikâyeleridir…
Üzerine çok düşündüğüm ama gündelik yaşamın koşturmacasında varlığımı
sürdürebilmek için düşünmemeye gayret ettiğim hikâyelerdir bunlar. Bu duyguyu
yükseklik korkusuna sahip olanlar çok iyi bilirler. Belki de yüksekten
korkanlar, çok katlı bir binanın en üst katındaki bir balkona çıktıklarında
karşılarındaki o korkunç uçurumun kendilerini bir mıknatıs gibi aşağıya
çekeceğinden korkarlar… Kimilerini her uçurum çağırır. Asıl korkunç olan bu
davete karşı koyamamaktan korkmaktır. Size sözünü etmeye çalıştığım korku da
aslında bunu gibi bir şey… Araftakilerin hikâyeleri bir uçurumun çekiciliğine
sahip tehlikeli hikâyelerdir.