Eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2012 Perşembe

RADYO GÜNLERİ "RADIO DAYS"


Ben televizyon sevenlerden değilim. Genelde herkese de televizyon izlememeyi tavsiye ederim. Dramafon Radyo Oyunu ve Ses Kültürü Derneği kuruluş çalışmaları sırasında ilk sloganımız şöyleydi;





Fakat bu akşam sizlere televizyon izlemenizi tavsiye ediyorum. Bu akşam 22.00’de CNBC-E’de  Woody Allen 'ın Radyo Günleri “Radio Days”  adlı başyapıtı var.


13 Nisan 2012 Cuma

SAF VE DÜŞÜNCELİ ROMANCI... Orhan Pamuk



1926’dan beri Harvard Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Charles Eliot Norton Konferansları’na, 2009 yılında Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un konuşmacı olarak katılmasının edebiyatımız için kuşkusuz önemli bir anlamı var. Ama biz okurlar için bu konferanstaki 45-50 dakikalık altı konuşma metninin ya da altı ders notunun Orhan Pamuk tarafından yazılan son sözle bir kitap bütünlüğüyle İletişim Yayınları tarafından yayınlanması konferanslardan daha anlamlı. Çünkü bu kitap, yirmi yıldan fazla bir süredir romanları çok satan, çok okunan, çok tartışılan bir yazarın okuma ve yazma serüveni hakkında.

23 Mart 2012 Cuma

DAĞ DİLİNİN[1] DENGBEJİ


DAĞ DİLİNİN[1] DENGBEJİ


Dağ Dili… Nobelli yazar Harold Pinter, Türkiye’de yakın geçmişte yaşananlardan etkilenerek yazmıştı bu oyunu… Tabii ki bu dağ dili, Kürtçe idi… Oyun, kişilerin kendi ana dilleriyle konuşmalarının yasaklandığı bir yerde geçer. Bir ana, hapisteki oğluyla ana diliyle konuşamaz… Sonunda yaşamda da olduğu gibi oyunda da kurallar değişir… Egemen güçler, yasa ve yasak koyucular insanların yaşamlarını doğrudan etkileyen kuralları bir çırpıda değiştiriverirler. Artık ana, oğluyla ana dilinde konuşabilir, tabii ki yeni bir emre kadar… Anaya yeni bir emre kadar ana diliyle konuşma özgürlüğü tanınmıştır ama ana yine de konuşamaz, Dağ Dili oyununun finalinde…

18 Mart 2012 Pazar

Beşir Fuad’ın Ameliyatı


Beşir Fuad

Beşir Fuad’ın Ameliyatı
‘Kan aktıkça sızlıyor biraz…’

Bırakın oturup hakkında bir yazı yazmayı, üzerinde düşünmekten bile çekindiğimiz hayatlar, öyküler, hayat öyküleri vardır çoğumuzun. Yoldan çıkarıcı oldukları kadar baştan çıkarıcı da olan; rutine uyum sağlamış varlıklarımızı tehdit eden, ezber bozan masallar… Yine bizde böylesi tedirginlikler yaratan öykü, oyun, roman kişileri ve onların hikâyeleri vardır bir de… Bunlar büyük eserlerin başkahramanları değillerdir kimi zaman. Mesela Henric İbsen’in Peer Gynt oyununda yalnızca iki sahnede görünüp kaybolan bir oyun kişisi… Savaşa gitmemek için tetik parmağını orakla kesen genç… Onun hikâyesini ve bendeki izlerini başka bir zaman anlatacağım. Sözünü etmek istediğim hikâyeler bana göre araftakilerin hikâyeleridir… Üzerine çok düşündüğüm ama gündelik yaşamın koşturmacasında varlığımı sürdürebilmek için düşünmemeye gayret ettiğim hikâyelerdir bunlar. Bu duyguyu yükseklik korkusuna sahip olanlar çok iyi bilirler. Belki de yüksekten korkanlar, çok katlı bir binanın en üst katındaki bir balkona çıktıklarında karşılarındaki o korkunç uçurumun kendilerini bir mıknatıs gibi aşağıya çekeceğinden korkarlar… Kimilerini her uçurum çağırır. Asıl korkunç olan bu davete karşı koyamamaktan korkmaktır. Size sözünü etmeye çalıştığım korku da aslında bunu gibi bir şey… Araftakilerin hikâyeleri bir uçurumun çekiciliğine sahip tehlikeli hikâyelerdir.

12 Mart 2012 Pazartesi

Dün Meydana gelen bir olayda... Bir Radyo Oyunu eleştirisi


                                                                                                        
 2009 ŞUBAT


14 Şubatta saat 20.00’de kimilerimiz yolda, otomobilinin ya da cep telefonun radyo alıcısından, kimilerimizse evlerinde radyolarından ya da bilgisayarından, kişisel bir sanatsal deneyim yaşadı. Birileri yaşıyorlar, anlatıyorlardı. Bir şeyler oluyor ve biz olup bitene sadece kulaklarınızla şahit oluyorduk. Dinlediğiniz müzik değildi. Haber ya da bir DJ’in geyiği değildi. Dinlediğimiz bir radyo oyunuydu.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...