BERCESTE MISRALAR ( Mısra-ı Berceste)
Uyduk dil-i divâneye dil uydu hevâya
Ruhi
Su uyur düşmen uyur hasta-i hicrân uyumaz
Şeyh Gâlib
Eğer maksud eserse, mısra-ı berceste kâfidir!
Koca Ragıp
Paşa
Mutriba ! Sen ışka dair bir hava bilmez misin?
Tokâdı Kânı Ebuâbekir Efendi
Her Ali Haydar değildir, denilmez her seyfe Zülfkâr !
Keçecizâde
İzzet Molla
Ehl-i dil söyleyemez derdini Allah'a bile!
Hızırâgazade Said Bey
Ayağı yer mi basar zülfüne berdar olanın ?
Edirnevi Necati Bey
Bela dildendir ol dildar elinden dâdımız yoktur!
Gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız yoktur!
Nev‘i
Geldimse n'ola ben suara bezmine ahir?
Adet budur ahirde gelir bezme ekâbir...
Nev‘i
Fark eylemeyen cevheri sarraf değildir...
Nev‘i
Vefakâr olmadan geçtik, cefakâr olmasa bari!
Mollafeyzizade Raşid Efendi
Terk-i rahat eyle rahat andadır!
Keçecizade İzzet Molla
Kimi ar‘ar dedi kadd-i dildâra kimi elif:
Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif...
Muhibbi" Kanuni Sultan Süleyman
Kâfi bana bilmek beni, hiç bilmesin âlem:
Zira büyük afettir o şöhret, neme lazım!
Giridi" Sırrı Paşa
Gören sanır sefâdan sema‘-ı rah ederim:
Döner döner bakarım kuy-ı yâre, ah ederim!
Esrar Dede
Çeşm-i insaf gibi kâmile mizan olmaz...
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz!
Bursavi Tabib Muhammed Bey
Yetmez mi temaşâ-yı cemal, elde sunarsın?
Ey âşık-ı mihnetzede, buldukça bunarsın!
Şami Mustafa Bey
Sükût etmek gibi âlemde nadana cevab olmaz!
Kefevi Şefi'i Dede
Kimseden havf eylemez Allah'dan havf eyleyen!
Keçecizade İzzet Molla
Lâlenin nakşın görüp, ümmid-i bu etmez gönül...
İstanbuli Şinasi Muhammed Çelebi
Behamız ağır anınçün bizim revacımız yoktur
?
Ol zehri Cem de içmiş gerdûn-ı dun elinden
?
Seng üzre gösterir zer-i kâmil ayarını
Nedim
Mecnun ki fena deştini seyr etti ser-a-ser,
gamhâneme geldi, dedi "Halin ne birader?
"Deli Birader" Gazali
Gamdan ölmem, korkarım gayret helak eyler beni
Şeyh Galib
Bir gün aranır elde heman bir hüner olsun!
Keçecizade İzzet Molla
Geldi burc-ı evliyaya padişah-ı namdâr!
Fuzuli
İlim kesbiyle paye-i rif‘at arzu-yı-muhal imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde, ilim bir kil ü kal imiş ancak!
Fuzuli
Dünya evine konduk oturduk bir iki gün!
Fuzuli
Bir gün bulur elbet arayan derdine derman!
Keçecizade İzzet Molla
Ey gam yine meydan-ı muhabbet sana kaldı...
Şeyh Galib
Anlasam bari bidâyet mi, nihâyet mi nedir?
Şeyh Galib
Kim halas olmuş cihandan, olmadan candan halas!
Keçecizade İzzet Molla
Dar-ı dünya deli gönlüm gibi viran olsa!
Ne cihan olsa, ne can olsa, ne hicran olsa!
Taşlıcalı Yahya Bey
Vakt-i şadi de gelir, mevsim-i mihnet de geçer!
Şeyh Galib
İstemez doğru giden menzil-i maksuda delil!
Keçecizade İzzet Molla
Dil-i naşadımı şad etmeyen dünyada şad olsun!
Benimçün "namurad olsun !" diyenler bermurad
olsun!
Nabi
Güle guş ettiremez, boş yere bülbül inler:
Varak-ı mihr ü vefayı kim okur kim dinler?
Kami (?), Karamanlı Kani (?)
Garez ü kin-i adu lutf ile olmaz zail:
Sengde muzmer olan ateşe ab etmez eser!
?
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi...
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...
"Muhibbi" Kanuni Sultan Süleyman
Gerdun sitem-i baht-ı siyah etmeye değmez!
Vallahi bu gamhane bir ah etmeye değmez!
?
Sühan-ı bihudeden hoş gelir avaz-ı horoz:
Bari manasın bilmezse hengâmın bilir!
Nabi
Cami‘-i köhne-i bi-vakfa cemaat gelmez!
Nabi
Erzan meta‘-ı fazl ü hüner ta o denli kim,
bin marifet zemanede bir aferinedir.
Ebna-yı dehr her hünere bir aferin verir:
Ya Rab bu aferin ne tükenmez bir hazinedir!
Nabi
Hırka vü tac ile zahit, kerem et sıkleti ko !
Âdeme cübbe vü destar keramet mi verir?
Şeyhülislam Yahya
Bize kâfir diyenin kendide iman olsa...
Dahleden dinimize bari müselman olsa!
Küfri Behayi (?), Müneccim Behayi
Vermem sana çek benden elin ey melekülmevt,
Cananıma nezreylediğim cana dokunma!
Aşık Ömer
Bir başıma kalsam şehe, sultana kul olmam;
viran olası hanede evlad ü iyal var !
Aşık Dertli
Bir gün gelecek sen de perişan olacaksın:
Ey gonca bu cem‘iyyeti her dem mi sanırsın?
Ziya Paşa
Geldi amma neyleyim, sensiz baharın şevki yok!
Recaizade Mahmud Ekrem
Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler!
Koca Ragıp Paşa
Sorsalar mağdurunu gaddar kendin gösterir!
Koca Ragıp Paşa
Zalim beni söyletme, derunumda neler var!
Leyla Hanım
Bir alet-i mülahazadır cümle kainat
maksud olanı bilmek için adem müdam...
Taşlıcalı Yahya Bey
Açma cihanda damen-i aybı saba gibi...
Setr eyler kamu gördüğünü nitekim türab!
Taşlıcalı Yahya Bey
Ne güzel vak‘adır kim bu açıp can gözümü,
hab-ı gaflette geçen ömrümü rüya gördüm!
Zati
Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner...
Gam ü şadi-i felek böyle gelir, böyle gider!
Enderunlu Vasıf
Kendi derdi gönlümün billâh gelmez yâdına!
Namık Kemal
Düşmek üzre yıldırım ekser muallâ tak arar.
Herkese gitmez bela, erbab-ı istihkak arar!
Namık Kemal
Dost bi-perva, felek bi-rahm, devran bi-sükûn,
derd çok, hem-derd yok, düşman kavi, tali‘ zebun!
Fuzuli
Canıma bir merhaba kıldı ezelde çeşm-i yar
şöyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim!
Ahmet Paşa
Hayfa ki geçti bilmedik ol hoş zaman idi!
Cem Sultan
Halini bilmez perişanın perişan olmayan!
Ahmet Paşa
Batıl hemişe batıl ü bihudedir veli;
müşkül oldur ki suret-i haktan zuhur eder!
Nabi
Güzelsin, bi-bedelsin, tarz u tavrın hep müsellemdir.
Ne çare bi-vefasın, ah insaniyyetin yoktur!
Halet Çelebi
Bana sor, ben bilirim lezzetini derd ü gamın!
Ahdi?
Eş‘arı böyle söyler, üstadı söyleyince!
Naili
Noktanın remzin pes-i bada gören agâhtır.
Esrar Dede
Pirimin sayesinde pir oldum.
Fahreddin Dede
Beşe bu kuşdilidir, bunu Süleyman bilir!
Yunus Emre
Kalmaz bu cihan böyle geçer, devr-i zamandır.
"Semai" Divane Mehmet Çelebi
Tamire yeltenip kalemi bi-midat ile
Kıldın harap bir nice mamur beytimiz...
Necati (?), Fuzuli(?)
Bir aceb sırdır bu kim ikrar güç, inkâr güç.
"Semai" Divane Mehmet Çelebi
Gelin ey ehl-i hakikat çıkalım dünyadan.
Gayr yerler gezelim, özge safalar görelim...
Fuzuli (?)
Nusha-i aşufte-i divan-ı ömrüm sorma hiç!
Hat galat, mana galat, imla galat, inşa galat...
(?)
Arada hail olmasa sayede aftâb olur.
"Semai" Divane Mehmet Çelebi
Gönül muhabbeti bir adet edinmiş yoksa
ne bende aşk ne sende cemal kalmıştır.
Necati (?)
Başımızdan hiç heva-yı zülfiyar eksik değil:
Mürtefi‘ yerdir anınçün ruzgar eksik değil!
III. Mustafa
idgehde varalım dulaba dilber seyrine
görelim ayine-i devran neler gösterir!
Necati (?)
Sükûtun vakti geçmiş şimdi iş feryâde kalmıştır.
Fahri Bey
Dana-dil isen sırrını nadane duyurma
Baki
Sırr-ı gaybi keşfeden yârin dehanıdır bana
Ruhi-i Bağdadi
Aç gözün ey bihaber ‘illa'ya yapış, ‘la'yı ko!
Ruhi-i Bağdadi
Her ne derlerse senin hakkında hep efsanedir!
Nef‘i
Ne ele sagar alır çeşmi ne meyhane bilir
Sorsan amma yine âlem onu mestane bilir!
Cevri
Mey anda, dilber anda, cümle yaran-ı safa onda
Geçip cennetten âdem sakin-i meyhane olmaz mı?
Vecdi
İtlaf-ı güher eylemedim ben nazm ile Vecdi
Bir kanden alıp gevheri bir kane getirdim!
Vecdi
Sitem hep aşnalardan gelir, biganeden gelmez
Nabi
Aşk odu evvel düşer maşuka sonra aşıka
Şem‘i gör kim yanmadan yandırmadı pervaneyi!
Gaybi
Demler o demler idi, zaman o zaman idi!
Fasih
Berk ü barından biz el çektik bu fani gülşenin
Meyve-i maksud ister olsun ister olmasın!
Fasih
Rahat isterlerse mamur olmasın viraneler!
İzzet
Bu ne sırdır, raz-ı aşkım demeden ben kimseye
Şehre düşmüş ben seni sevdim diye avazeler ..
Fuzuli
Halkın istidadına vabestedir asar-ı feyz
Ebr-i nisandan sadef dürdane, ef‘i sem kapar ...
Beliğ
Toplanıp ehl-i hava, her biri bir saz çalar
Çelebi böyle olur bizde de konser dediğin...
Muallim Naci
Minnet Huda'ya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalır sahife-i âlemde adımız!
Baki
Âlem ol ayine-yi ibret-nümadır kim düşer
Günde yüzbin şekle bir vakt ü zamanın sureti...
Mustafa Tabib-i Diyarbekiri
Mübtela-yı gama sor kim geceler kaç saat!
Sabit
Geh sefa buldu gönül ayinesi geh keder...
Böyledir hal-i cihan, böyle gelir, böyle gider!
Yetim Ali Çelebi
Sermaye-i şairan tükenmez:
Dünya tükenir yalan tükenmez!
Razi (?) , Şeyh Galip
Cihanda sanma âşık-ı mehcura rahat olur:
Neler çeker bu gönül, söylesem şikayat olur!
Şeyhülislam Yahya
Muhlis, iyi bak defter-i eltaf-ı Hüda'ya:
Ne masirafı kayıd eyle ne iradı hesab et!
Diyarbakırlı Said Paşa
Tahsil-i kemalat, kem alat ile olmaz!
Nabi
Turfe dükkân-ı hikemdir şu kühen tak-ı felek:
Ne ararsan bulunur derde devadan gayri!
Koca Ragıp Paşa
Abesten-i safa ve kederdir leyal hep:
Gün doğmadan meşime-i geceden neler doğar!
Rahmi
Söyleyenler kendini bilmez, bilenler söylemez!
Şeyhülislam Yahya
Gör zahidi kim sahib-i irşad olayın der,
dün mektebe geldi, bugün üstad olayın der!
Ruhi-i Bağdadi
Ben ne yazdım, sen ne fehm eyledin, garib efsanedir!
Muallim Naci
Açtır köpek ister ki yemek sohbeti olsun!
Süruri
Miratın itibarı beli sadeliktendir!
Hersekli Arif Hikmet
Gam çekme cam-ı mergi yeksan sunar zamane:
Ol zehri Cem de içmiş gerdun-ı dun elinden..
İzzet Molla
Geçtik ihsanlarından kübera-yı asrın,
bir mazarratları değmezse inayet gibidir.
Terbiye kaldı bir işkembeci dükkânında:
Şimdi ar eylememek bais-i nimet gibidir!
Kazım Paşa
Viran olacak kasra bu ziynet çoktur!
Necmi
Noksana nazar eyleyen ahbab değildir...
Haşmet
Erdi söz gaayete Baki ne demek lazımdır?
Baki
Çeşmini gördüm unutdum derdi de dermânı da
Şeyh Gâlib
Sana senden gelir bir işte ancak dad lazımsa
Ümidin kes zaferden gayriden imdad lazımsa
Namık Kemal
Aşıka ta'n etmek olmaz mübteladır neylesin
Adene mihr-i mahabbet bir beladır neylesin
Nef'i
Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Sıhhat sonu dert olmasa vuslat sonu hicran
Ruhî
Âdet budur en sonra gelir bezme ekâbir
Nev'i
Hasmın sitemin anlamamak hasma sitemdir
Nef'i
Görmemek yeğdir görüp divâne olmaktan seni.
Bursalı Cenanî
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz
Bursalı Tâlip
Elbette olur ev yıkanın hânesi vîran
Ziya Paşa
O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Hayalî
Cümlenin maksûdu bir amma rivâyet muhtelif
Muhıbbi
Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez
Nabî
Hâtırından çıkmasın dünyâya uryan geldiğin
Nabî
Olmayınca hasta kadrin bilmez âdem sıhhatin.
Fitnat
Sağ gözü eylemesün sol göze Allah muhtaç
Sünbülzade Vehbi
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül.
Osman Nevres
Böyle gicenin hayr umulur mu seherinden
Lâ Edri
Geçmiş zaman olur ki hayâli cihan değer.
Lâ Edri
Yâr olsa bu âlemde bana bahtım olurdu
Lâ Edri
Ne arasan bulunur derde devâdan gayrı.
Abdülhak Molla
Gün doğmadan meşime-i şebten neler doğar.
Rahmi
Sözü insan olur amma özü insan olmaz.
Fuzuli
Görsem tahammül eyleyemem bâri görmesem
Vasıf
Sen namazda idesin kıyam
Elif olursun eyâ mah-ı tamam
Lâedri
Doğru olursan ok gibi yabana atarlar seni
Eğri olursan yay gibi
ellerde tutarlar seni
Lâedri
Böğürtlen açılsa bağ oldum sanır
Türk Şehre inse beğ oldum sanır
Lâedri
Bir gül, dalında durduğu müddetçe tazedir
Bir gül, çelenge girdiği gün cenazedir
F. Nafiz
Gârik-i bahr-i isyânem
Dahîlek yâ Rasulullah
Lâedri
Durmadan gam oku bağrıma saplanma benim
Taş mı sandın yüreğim, kal'a mı sandın yüreğim
Zâtî
Bir çürük diş gibi bu can
Çıkmadan sahibine rahat yok
Ferit Kam
Ne kendi rahat etti ne verdi halka huzur
Yıkıldı gitti cihandan dayansın ehl-i kubur
Lâedri
Bârika-yı hakîkât, müsâdeme-i efkârdan doğar
Lâedri
Yollar boşaldı artık, yolcular buldu vaha
Yolcular gitmese de yollar gider Allah'a
Ömer Okçu
Anlayan âlemi, tahsiline zahmet çekmez
Âkil olan kişi, âb üstüne sûret çekmez
Hâmi-i Âmidî
Dilrubâya düştü gönül müptelası çok
Aşkın sefâsı yok değil amma müptelâsı çok
Şeyhülislam Yahya
Bir başka ıstılâh peyda ettik
Kan yutmanın adını tahammul koyduk
A. Haletî
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası
Dostunu yüz karası, düşmanının maskarası
Mehmet Akif
Bir şaha kul oldum ki cihân ona gedâdır
Fatih Sultan Mehmet
Bende Mecnun'dan füzun âşıklık istidadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnun'un yalnız adı var
Fuzuli
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl
Lâediri
Ölürken aynı âhenk, salâ sesinden sızan
Kulağıma doğduğum gün okunan ezan
Necip Fazıl
Ölüm güzel şey budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmayaydı ölür
müydü Peygamber?
Necip Fazıl
Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir
Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân sanır
Lâedri
Toprakta biten güller solar gider
Gönülde biten hoştur, daima yaşar
Mevlana
Ana rahminden geldik pazar
Bir kefen aldık girdik mezara
Yunus Emre
Murad bahçesinde bir Gül-i Muhammedî açtı
(Fatih'in doğumu için babası söylemiştir)
II. Murat
Kar yağsa da bu sessiz vâdide gün bitmesin
Yapraklar üşüse de çiçekler üşümesin
Nurullah Genç
El ma'na fi batını'ş şâîr
Lâedri
Hak kulundan intikamını yine abdiyle alır
Bilmeyen ilm-i ledünü onu kul yaptı sanır
Bursalı Gazali mehmet Efendi
Kadrini seng-i musallada bilüp ey Bâkî
Durup el bağlayanlar yârân saf saf
Bâkî
Ölen toprak olmuş
Kalan bizim değildir
Arif Nihat Asya
Durgun suya baktım ve dedim "ah ölsem"
Madem ki yok ağlayacak mevtime kimsem
Ahmet Haşim
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
kurbanın olam var mı benim günahım
Nahifî
Geldimse ne var ben şuâra bezmine âhir
Âdet budur,âhirde gelir bezme ekâbir
Nev'î
İlim meclisine girdim kıldım talep
İlim tâ gerilerde kaldı "ila edeb illa edeb"
Figâni
Elbet put olur, öpülen eller etekler
Elbet öpen oldukça, olur öptürecekler
Mithat Cemal KUNTAY
Padişah olsan da derler er kişi niyetine
Muhibbî (Kanûnî)
Hakk'ı isteyen nâmurâd olmuş değil
Halka gönül bağlayan sonra pişmân olur
Sultan Veled
Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir
Süleyman Çelebi
Tok olanlar bilmez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kimseye ahval-i şitâ yaz görünür
Sâmi
Kapansa tekmil kapılar, bin kapı açar Hudâ
Sabahattin Özkan
Tecrübe ehli bunu böyle bilir
Kim ki çok söyler ol çok yanılır
N. Atâî
Kişiye her işi âlâ görünür
Kuzguna yavrusu ankâ görünür
?
Sükût etmek gibi nâdâna cevap olmaz
Lâedri
Arif isen bir gül yeter kokmaya
Cahil isen gir bahçeye yıkmaya
Lâedri
Cihânın nimetinden kendi âb-dânemiz yeğdir
Elin kâşanesinden köşe-i vîrânemiz yeğdir
Ziya Paşa
Âsûde olam dersen gelme cihâna
Meydana düşen kurtulmaz bârân-ı belâdan
Ziya Paşa
Hülyası kalmayınca hayatın ne zevki var
Bitsin hayırlısıyla bu beyhûde sonbahar
Yahya Kemal
Zâlimin rişte-i ikbâlini bir âh keser
Mâni-i rızk olanın rızkını Allah keser
Lâedri
Kulûba sahip olmayan hükümdar
Cihangir olsa yine bî iktidar
Abdülhak Hamid
Cihanda bulamadım yâr-ı muvafık
Muvafık sandığım çıktı münafık
Lâedri
Hak tecilli eyleyince her işi asân ider
Halk eder esbâbını bir lahzada ihsan ider
Lâedri
Af eyleyelim ki bilge bilmez
Bir sur içün atın başı kesilmez
Lâedri
Feryâdımız ol yâre de ağyara da kalmaz
Ah-ı dil-i bülbül, güle de hâre de kalmaz
Lâ edri
Öyle bir ömür geçir ki olsun
Mevtin, sana handan,
halka matem
Lâ edri
Benî candân usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı?
Fuzûlî
Bahr isen de katre-i nâçiz göster kendini
Âlemde bir çera' uyandır ki sönmesin
Şeyhülislam Yahya
Nesîmî'ye sormuşlar o yâ ile "hoş musun?"
Hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne
Seyyid Nesîmî
Ben senin âb-ı hayt-ı lebinin teşnesiyim
Tâlib-i çeşme-i hayvân isem insân değilim
Yenişehirli Avnî
Sanma âleme herkes insan gelür insan gider
Cahil ü nâdân olan hayvân gelür hayvân gider
Lâedri
İbrik ve leğen, maden-i vahit iken
Birinde su pak , birinde nâ pak
Lâedri
Kenarın dilberi, nazikde olsa nâzenin olamaz
Bâki
Elbette su vermez ipsize kuyu
Lâedri
Erbab-ı dile nâdân ne belâdır.
Cevrî
Kimsesiz kimse olmaz, kimsenin var kimsesi,
Kimsesiz kaldım, meded ey kimsesizler kimsesi.
Lâedri
Ben duhan içtim mecliste laf etmem hele,
Neyleyim ol zevki kim filhal burnumdan gele.
Şeyhülislam Yahya
Renkleri inci ince ne anlatırsın köre
Konuş Her insanla kendi aklına göre
Lâedri
Dervişlik olsaydı tâc ile hırka
Bir dahi alırdık otuza kırka
Yunus Emre
Sâdıkları tahkir ile red kîde oldu
Hırsızlara ikram ve inâyet yeni çıktı
Ziya Paşa
Milyonla çalan mesned-i ser-efrâz
Bir kaç kuruşu mütekebbin cây-ı kürektir
Ziya Paşa
Bed asla nevâbet mi verir üniforma
Zerduz palan ursan eşek yine eşektir
Ziya Paşa
Zâlim yine bir zulme giriftâr olur ahir,
Elbette olur ev yıkanın hânesi vîran
Ziya Paşa
Bir yerde cehl hükümrândır
Ol yerde ziya-yı Hak nihândır
Mahmut Celalettin Paşa
Erenlerin nazârı toprağı gevher eyler
Erenler kademinde toprak olasım gelir (kadem-ayak)
Lâedri
Ölmek kaderde
var; yaşayıp köhnemek hazin
Buna bir çâre yok mudur ya Rabbilâlemin
Yahya Kemal Beyatlı
Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge,
Ne açar kimse kapım bad-ı sabâdan gayri
Fuzuli
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Fuzuli
Sordular Mecnun'a Leyla'nın sa'adet-hanesin
Sinesin çak etti gösterdi dil-i viranesin
Lâedri
Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar
Rencide olur dide-i huffuş ziyadan
Ziya Paşa
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Aşksızlara verme öğüt öğüdünden alır değil
Aşksız adem hayvan olur hayvan öğüt bilir değil
Yunus Emre
Münafık dostlardan aşikare düşmanan yegdir.
Nabi
Eylesen tutiye ta'lim-i eda-yı kelimat
Sözü insan olur amma özür insan olmaz
Fuzuli
Nideyin sahn-ı çemen seyrini cananum yok
Bir yanumca salınur serv-i hıramanum yok
Enveri
Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi kıldı füzun eşkimi hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurkan lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
SELİMİ, Yavuz Sultan Selim
Sendedir maden-i envâr-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Şeyh Gâlib
Mârifet sende Hüner sende hakîkât sende
Arş u kürsiyy ü melek sendedir elbet sende
Şeyh Gâlib
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Şeyh Gâlib
Derlemeler için teşekkürler
YanıtlaSil