Mürîdin Ölümü
Anton Çehov’un Memurun Ölümü adlı hikâyesinden muhitimize bir uyarlamadır.
Mürîd,
mürşidinin yanında cenaze yıkayıcısının elindeki ölü gibi olmalıdır.
İmâm-ı
Rabbânî
Saat
sabahın üçünü daha birkaç dakika geçiyordu. İbrahim abdestini alıp
Kıztaşı’nın hemen ardındaki evinden çıkıp sabah namazını kılmak için caminin
yolunu tutmuştu. Kırk yaşındaki İbrahim, doğma büyüme Fatihliydi ve küçük
dükkânında yirmi yıldır açık deterjan satıyordu. Gece içi kıyıldığında bir parça ekmeğin
arasına peynir koyup yeseydi böyle olmazdı biliyordu ama o kalkıp akşamdan
kalan yarım tencere etli kuru fasulyeyi bir somun ekmekle mideye indirip öyle
yatmıştı. Sabahın serinliği biraz uykusunu açmıştı ama bağırsaklarındaki
rahatsız edici hareket, İbrahim’i sıkıntı içinde bırakıyordu. Caminin
kapısında sabahın bu saatinde bekleyen çarşaflı dilenci kadınlardan birine bir
lira sadaka verip caminin kapısından avluya girdi. Diğer müritlerle selamlaştı.
Ayakkabılarını çıkarttı. İçeri sağ ayağıyla girip, ayakkabılarını yere yakın
bir rafa yerleştirdi. Yeşil halıların üzerinde bir safa girdi.