Radyo Tamircisi’ne ve Anafor Radyo Yayıncılık A.Ş.’ye destek olmak…
Ankara'da yerel bir radyoda çalışan Hüseyin Koca, Bedelli Askerlik parasını toplaması için bir gece
düzenlemiş. Herhalde bir düğün salonunda sevenlerini, eşini dostunu toplamış.
Bilet satmış insanlara, kendince bir program hazırlamış. 350 kişi gelse bedelli
askerlik bedelini toplayacakmış ama o hedefe henüz ulaşamamış. Programının adı
da “Radyo Tamircisi”… Bence samimi
bir eylem… “Radyo Tamircisi askere
gitmesin, bize program yapsın.” diyen varsa destek olur.
Ne demişler, isteyenin bir yüzü kara…
Sevgili meslektaşım Hüseyin Koca dinleyicilerden doğrudan
para talep eden tek radyocu mu bu ülkede? Tabii ki hayır… Bir de Açık Radyo var… “ Kâinatın Tüm Seslerine, Renklerine ve Titreşimlerine Açık Radyo…”
Açık Radyo, dün 9.
Radyo Şenliği’ni başlattı. Hepimize hayırlı olsun. Öncelikle şunu belirtmek
isterim ki ben Açık Radyo dinleyen biriyim. Fakat bir Açık Radyo Destekçisi değilim. Açık Radyo internet sitesinde şöyle
diyor;
“ Dinleyici Destek Projesi
özel yayınlarımızın dokuzuncusunu “idrak ettiğimiz” bu bahar, her zaman olduğu
gibi son derece heyecanlıyız. 9. Radyo Şenliği'miz 9 gün 99 saat sürecek.”
Dinleyici Destek Projesi dedikleri şu; Telefon edip Açık
Radyo’ya para vererek destek oluyorsunuz. Onlar da adınızı söylüyorlar
yayınlarında. Ancak bu kampanya öyle yoğun bir biçimde işleniyor ki insan
dinlerken çok mühim bir mevzu var duygusuna kapılıyor. Sanki Van’daki
Depremzedelere ya da Afrika’daki açlara yardım toplanıyor sanıyorsunuz. O kadar
çok “Destek olun, destek olun!”
deniliyor ki dinleyicilere, insan destek olmadan dinlediğinde mahçup oluyor
biraz. Siz de böyle hissediyorsanız saçmalıyorsunuz.
Dinleyici bir radyoya
yalnızca “dinleyerek” destek olur.
Açık Radyo kendisini sanki kamu yararına çalışan bir Sivil
Toplum Örgütü gibi göstermeye çalışsa da kesinlikle öyle değil. Açık Radyo kâr
amaçlı bir işletme.
İnternet sitelerinde şöyle diyorlar;
“13 Kasim 1995`te yayına
geçen Açık Radyo, İstanbul ve çevresine yayın yapan, 92 ortaklı anonim
şirketine bağlı bölgesel bir radyo istasyonudur. Hissedarların her birinde “Ortaklık
belgesi” olarak Abidin Dino`nun –1’den 100’e kadar numaralanmış– Tuğralar serisi
litografilerinden biri vardır.”
Yayını dinleyenler bilir, Pembe Panterin müziği duyulduğunda
reklamlar başlar… Yani yayın yapan reklam yayınlayarak kâr eden tecimsel bir
radyodur Açık Radyo… Bununla da kalmıyor. Bir ticari işletme olarak Açık Radyo
programlarına sponsorluk da alıyor. Alsın, bu en doğal hakkı. Açık Dergi “İş Sanat”, Cuma Adlı Adamlar “Cross”,
Çocuklar için Dünyadan Müzik “Atölye Çocukevi”, Deniz Aşırı “Demirer Enerji”,
Dünyanın Cazı “Garanti Bankası” , Esintiler “Akbank”, Evvel Zamanda “UltraRPM”,
Gezegenin Geleceği “Bosch”, Koyu Mavi “Trendgroup”, Söz Küçüğün“Kone Asansörleri”, Şeffaf Gündem “Şeffaflık Derneği” tarafından destekleniyor.
Bu durum gerçekten de sevindirici. Açık Radyo büyük sermaye
gruplarının egemenliğine girmeden küçük ortaklıklarla hayatta kalmayı tercih
etmiş bir yayın kuruluşu. Bu tercihleri de saygı duyulacak bir tercih…
Dinleyiciden para istemelerinin nedeni de Kırmızı Panjurlu bir binaya taşınmayı
arzu etmeleri. Acaba ülkemizde insanlardan karşılıksız bağış isteyen başka
ticarethane var mı? Olamaz.
Açık Radyo’nun Genel Müdür ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Ömer Marda ile birkaç yıl
önce bir röportaj yapmıştım. O röportajda bu Dinleyici Destek Projesi konusunu sormuştum kendisine. Sorduğum
soru ve onun verdiği yanıt şöyleydi;
“ KIVANÇ NALÇA: Açık Radyo’nun bir ticari işletme olduğunu biliyoruz.
Ancak Açık Radyo’nun belki de adından dolayı Açık Toplum Enstitüsü’nün ve Açık
Toplum Vakfı’nın maddi destekleriyle kurulduğu yönünde insanlar arasında
bir düşünce olabilir. Bunun yanında bir de Dinleyici
Destek Projesi var. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?
ÖMER MADRA: Bir kere Açık Toplum Vakfı ile hiçbir alakası yok isminin. Bir kere açık fikrinin bulduğumuz en iyi
şeylerden biri olduğunu düşünüyorum. Bir de yerimiz iyi. Çok merkezi. Açık ismi
şöyle bulundu. Müracaat etmemiz gerekiyordu ama radyonun daha ismi yoktu. Her
şey hazır ama adı yok. Açtım sözlüğü baktım. Sözlükte galiba H harfine kadar
gelmiştim ki vaktim bitti. Bize bildirmen lazım dediler. Ben de not almışım. Açık Radyo olsun dedim. Beğenmediler.
Ne biçim isim dediler. İtirazlar geldi ama ben bastırdım. Bundan iyi isim olur
dedim. Sonra da mükemmel oldu. Açık dergi, açık yeşil, açık gazete… Açık Toplum Vakfı’na da, ben
yıllar önce Soros’a bir mektup
yazdım. Bizim adımız da sizinkine benziyor. Bize destek olmaz mısınız? Zorluk
çekiyoruz, diye yazdım. Onlardan da çok nazik bir cevap geldi. Kusura bakmayın,
bölgeniz olarak ilgi alanımıza girmiyorsunuz. İnşallah ileride olur diye.
Yıllar sonra Açık Toplum Vakfı burada
Türkiye’de de faaliyete geçti, ben de Türkiye’nin pek çok önde gelen isimlerle
danışma kurulunda iki sene danışmanlık yaptım. Benim isteğim olmadan böyle bir
destek aldık, Açık Radyonun internet sitesine masraf yapmak gerekiyordu ve
paramız yoktu.2000 yılında ilk web yayınına geçen radyolardan biriyiz.”
Bana göre Açık Radyo, ülkemizdeki en önemli söz yayını yapan
radyolardan biridir. Ama böyle olması onu bir ticarethane değil de sivil toplum
örgütü gibi kabul etmemizi gerektirmez. Sivil toplum örgütleri kar amacı
gütmeyip kamu yararına çalışır. Açık Radyo yani Anafor Radyo Yayıncılık A.Ş kar
amaçlı bir ticari kuruluştur. Ömer Madra’nın her fırsatta “Bizim kâr amacımız
yok.” Demesi sadece şu anlama gelebilir; “Kazandığımız parayı biriktirmiyoruz. Günlük
ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullanıyoruz.”
Ankara'da yerel bir radyoda çalışan Hüseyin Koca, Bedelli Askerlik
parasını toplaması için bir gece düzenlemiş. Herkes şöyle biraz gülümseyerek
hafife alıyor Hüseyin Koca’yı… Ben sonuna kadar destekliyorum. Niyetini,
derdini açık açık ifade ediyor meslektaşım…
Anafor Radyo Yayıncılık A.Ş de öyle yapıyor… Anafor Radyo
Yayıncılık A.Ş… Yani;
Kâinatın bütün desteklerine, reklamlarına, sponsorlarına Açık
Radyo…
Ne demişler, isteyenin bir yüzü kara…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder