Eeee, ne demişler? Geldi
bahar ayları gevşer gönül yayları…
Hal böyle olunca da bana bu
blogda aşk hakkında bir yazı yazmak düşüyor… Şimdi şöyle diyenler olabilir
aranızda;
“Sanki memlekette,
dünyada dert yokmuş gibi, yine aşk… Yine meşk…”
Var efendim… Var… Memlekette de dünyada da üzerine
konuşulacak ve söylenecek çok söz var. Bu sayfalarda hepsine sıra gelecek… Ama
bahar gelmişken, gevşeyen gönül yaylarından söz etmemek olmaz…
“Geldi bahar ayları
gevşer gönül yayları…” deyince ben şunu anlıyorum;
Demek insan denen canlı, kış boyu
şu gönlünün yaylarını sımsıkı tutuyor. Kendini kasıyor, duygusal uyaranlara
karşı sımsıkı kapatıyor… Bahar gelince cemrelerden midir, hava sıcaklığından
mıdır bilinmez; ottan, böcekten, çiçekten bahaneler bulup o yayları koy veriyor…
Şu “güzel havalar” herkesi bir
şekilde etkiliyor. Şimdi lafın tam da burasında Orhan Veli’nin şiirini hatırlamamak olmaz;
GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Gördüğünüz gibi güzel havaların
insan bünyesi üzerinde yıkıcı etkileri de var. Bu etkiler farklı farklı… Sevme
biçimleri de öyle… “Sevmek” deyince hepimiz bu sözcüğün manasını ruhumuzda
hissederiz ama hepimiz sevmekten aynı şeyi mi anlarız acaba? Peki, hepimiz aynı
biçimde mi severiz?
Söyleyin o zaman;
Siz nasıl sevenlerdensiniz?
‘İçin için sevmek’ var mesela… ‘Gizli
gizli sevmek’… Bunlar genelde en romantik şarkıların ana temalarını
oluşturur. Fakat daha ‘hoyrat’ sevme
biçimleri de var. “Tabak (debbağ[1]) sevdiği deriyi yerden
yere vururmuş” misali, seviyor mu dövüyor mu belli olmayanlar vardır yani….
‘Deli Gibi Sevmek!’ diye de bir deyim var. Sevginin şiddetini
bildiriyor bu benzetme ama insanın aklında da komik bir çağrışım yaratıyor.
Şöyle güzel güzel sevmek dururken, deli gibi sevmeye pek de gerek yok
herhalde...
Bir de ‘Arkadaş Gibi Sevmek’ var. Belki benzer durumları siz de
yaşamışsınızdır. Filmlerde de çokça rastlanır böyle şeylere. Delikanlı genç
kıza, utana sıkıla sevdiğini söyler. Kızın yanıtı hazırdır. ‘Ben de seni seviyorum. Ama arkadaş gibi…’
Bu durumda söyleyecek fazla bir şey kalmaz delikanlıya. Kalkıp da; ‘Yok, ben seni başka türlü seviyorum.’
Diyemez.
İşte tam bu aşamada ‘Delikanlı Gibi Sevme’ süreci başlar ki
Allah bu derdi kimsenin başına vermesin. Çünkü kitabı yazılan, dergisi basılan
ama henüz internette web sayfası hazırlanmamış olan bu delikanlılık kavramı, yıllardır
başımızda olan bir dert. Bir ara bir radyocu yazmıştı ‘Delikanlılığın Kitabı’ isimli bir kitap… İşte oradan birkaç örnek size…
Parantez içi yorumlar yine bana ait;
Delikanlı adam: Kendisinden uzun boylu kızlarla dolaşmaz! ( Sanki
selvi boylu kızlar bayılıyor bizin tıknaz delikanlıya da o yüz vermiyor…)
Delikanlı adam: Akşam eve gittiğinde “z” raporu vermez! ( Ben
ömrümde öyle bir delikanlıyla tanışmadım.)
Delikanlı adam: Evlilik vaadi ile genç kızları kandırmaz! ( O zaman
delikanlı kızlardan uzak duracak, erkek arkadaşlarıyla vakit geçirecek. Yoksa kızların bir şekilde konuyu evliliğe getirmek gibi bir hünerleri vardır. Ya da erken bir
evlilik yapacak. Başka çare yok…)
Şarkılarda ve şiirlerde sözü en
fazla edilen sevme biçimlerinden biri de “Uzaktan
sevmek” Çok dramatik, romantik ve fantastik… Eğer iki kişi de birbirini
seviyor fakat bir zorunluluktan dolayı araya mesafeler giriyorsa, 'teknoloji sağ
olsun' demekten başka çare yok. Ama o iki kişiden biri sevildiğinin bile
farkında değilse, o zaman ne olacak? Al sana dört başı mamur bir,Tahir'le Zühre Meselesi...
Nazım’ın deyimiyle;
“yani sen elmayı
seviyorsun diye
elmanın da seni
sevmesi şart mı?”
...
"Şart bence... Elmanın yaptığı da nankörlük. Ne güzel seviliyor...Seviversin o da..." diyenler de olabilir aranızda...
“Kalp kalbe karşı derler…” Derler de acaba bu sözün aslı var mıdır? Yani siz birini sevgiyle düşündüğünüzde, o
düşündüğünüz kişi kendisinin düşünüldüğünü hissedebiliyor mu acaba? Bence bu
çok ender de olsa bazen mümkün olabilir. Çünkü hayatta aklımızın almayacağı
günlük, sıradan, küçük mucizeler vardır… O mucizeler de sanki çoğunlukla bahar
gelince yaşanır…
Siz ne dersiniz?
Ya da sorumuzu tekrarlayalım;
Siz nasıl sevenlerdensiniz?
“Geldi bahar ayları gevşer gönül yayları…” :)) mlk.
YanıtlaSilKlasik bir cevap belki ama,,ben her şeyi olduğu gibi kabullenip,koşulsuz sevenlerdenim galiba,,
YanıtlaSilmesela şu an sizin portakal çiçeği kokulu yazınızı okumaya çalışırken,, satırların üzerine kanat çırpan mavi kuşu bile seviyorumm.. :))
(A.Aze)
SEN BANA ÇOK ÖZELSİN
YanıtlaSilSen baharın yağmurla getirdiği özlemdin içimdeki
Sen çiğ tanesi kadar saf ve ne olduğunu asla anlayamadığım
Ve denize düşüp de ıslanmaktan korkutan bir savaştın yüreğimde
Özlemini her gece koynumda hissettiğim
Ve hiçbi...r zaman seni sevmekten vazgeçmediğim için özeldin
Seninle her kavga edişimizde
Fırtınalar kopardı yüreğimde sen hiç bilmezdin
Benim susuşum senin kaçışını desteklerdi belki de
Belki de gerçekten söyleyemediğim sözlerle doldu kalbim
Ve sen her seferinde gün batışını anımsattın bana
Onun kadar güzel onun kadar huzur verici
Aslında hem onun kadar uzaktın bana
Hem de çok yakınımda hissettim seni
Uzanıp tutacak kadar yakınımda
Ama diğil di işte ÇOK uzaklardaydın
Sadece yanan bu yüreğim yakındı sana.... BENDE BU GÜZEL YAZIYA UFAKBİR ŞİİRLE EŞLİK ETMEK İSTEDİM NASIL BEĞENDİNİZMİ ŞİİRİ ? BAZEN İNSAN SEVGİ DOLU OLABİLİYOR BAHAR AYLARINDA.İNSANIN GÖNLÜDE TIPKI BİR ÇİÇEK AÇARCASINA DOLU DOLU OLUYOR.SEVİNKİ SEVİLİN :) EMEĞİNİZE SAĞLIK.ÇOK BEĞENDİM.F.E
'' Kalp Kalbe Karşı'' mıdır bilemiyorum ama, bugün başıma gelen bir olayı anlatmak isterim. Yeni yorumlanmış bir şarkıyı üst üste defalarca dinlerken, çok sevdiğim bir arkadaşımdan e-posta geldiğini gördüm, ekranın sağ alt köşesinden. E-postayı açıp baktım, bana bir link yollamış ve şöyle bir not düşmüş: ''Lütfen şu şarkıyı dinle '' diye.
YanıtlaSilBahsettiği şarkı; gün boyu üst üste defalarca dinlediğim şarkıydı:) A.Ş.
Belgin Balkız:Geldi bahar ayları gevşer gönül yayları deyince ne anladım bilir misiniz Kıvanç Bey?Doğanın uyanışı ve doğallığı biz insanlara da ibret ve ilham olmakta,ağaçlarda açan çiçeklerin o mis kokusu,doğada kendiliğinden var olan papatyaların,gelinciklerin oluşturduğu renk cümbüşü,kuşların cıvıltısı,kelebeklerin dansı;doğanın,insanlara sevgi konusunda, doğallığa davetiyesidir aslında.Tıpkı onun gibi baharda canlanır sevgi sunumu.Siz nasıl seversiniz sorusuna gelince;karşımdakini göründüğü gibi değil olduğu gibi sevebiliyorsam severim,masum,doğal ve içtendir bendeki sevgi.Kar da yağsa fırtına da kopsa sevmek dört mevsim güzel değil midir sizce de?Sizi seven dinleyiciniz ve okurunuz olarak bu güzel yazı için çok çok teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilBir de aşık olunca; işin bokunu çıkaranlar vardır. Benim bunlara iki çift lafım var :)
YanıtlaSilÖzellikle bu sevme biçimi (bazı) kadınlarda sık rastlanır. Kocalarına, sevgililerine nefes aldırmamayı aşk sanan hasta ruhlulara seslenmek istiyorum:
Rahat bırakın şu adamlarınızı, girdabınızda boğmayın zavallıcıkları :) Bırakın nefes alsınlar, adamları doğdukları güne lanet ettirmeyin :))
Vay efendim nerdeydin? Kiminleydin? Bugün hiç aklına gelmedim mi? Beni seviyor musun? hıı peki ne kadar seviyorsun? Yok yok ben anlarım sen beni, benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun. Hah işte bu kıvama gelmişseniz burada boku yedi ilişkiniz. Bu şekilde sıkıştırdığınızda, karşınızdaki: '' Aman ne kadar zeki, akıllı bir karım-sevgilim var '' demeyecek :)
Sevgilinizse, sizi nazikçe terkedecek, kocanızsa; kendine yeni meşgaleler arayacak. Size de hoş geldi buhranlı günler... Demek ki neymiş? Üzmeden, yormadan arkadaşlar...Her zaman zeki olmaya gerek yok :))
Erkekler, sevgiyi sizin yaşadığınız biçimde yaşamıyor! Üzücü ama böyle, bunu kabullenin... Türlü sevme biçimlerine saygı duyun ya da saygılıymış gibi yapın en azından... Kızmayın kızmayın, ben de sizden biriyim; işin bokunu çıkaranlardan yani :) A.Ş.
Ben son yoruma katılıyorum :) yanız cok da isin bokunu çıkarıp erkekleri salivermeyin :))) cok gezerken gezerken ayağına bı bok bulasiverir :)))))))
YanıtlaSilA.Aze nin yukarıda okuyorum dediği '' Portakal Çiçeği Kokulu '' yazınız nerede? bulamıyorum...A.Ş.
YanıtlaSil