1.Ses hep vardı, vardır ve var olacaktır.
2.İnsanın varlığı sonludur fakat insanın sesi sonsuzdur. Bu
sözün dayanağı metafizik değil fiziktir.
3.Görme mekanizması yanılsamaya dayalıdır. Üç, belki de daha
fazla boyutlu evreni, iki boyuta indirgeyip algıladığını sanmaktır görmek.
Görsel bütün sanatlar ve teknolojiler, görme aygıtının teknik zaafları ve
yanılsama üzerine kuruludur.
4.Radyo, Dramafon sanatını kitlelere değil, birer birer
bireylere ulaştıran bir teknolojik aygıttır. Sesi bir insandan diğerine ileten
her teknoloji, Dramafon için radyo denli değerli bir araçtır.
5.Dramafon sanatında insan; kitle, grup, müşteri, seçmen,
cemaat, seyirci değil, duyan bireydir. Deneyim özgündür, biriciktir, duyanın
beyninde olup biter.
6.Dramafon sanatı alınıp satılamaz. Gerçek ve sahici bir
deneyim olan Dramafon sanatı, insanlara bir şey satmak için kullanılamaz.
7. Dramafon sanatı denetlenemez.
8. Dramafon, kâğıttan cenderesini kendi elleriyle yırtıp
taşan şiirdir, dile gelmiş müziktir, bütün felsefi anlamlarıyla katışıksız
sözdür, dram sanatını doğuran çekirdekteki özdür.
9. Dramafon çocukların, şairlerin, âşıkların, delilerin ve
devrimcilerin kadim dilidir.
10.Dramafon sesin egemenliğinin parolasıdır. İşareti, duyan
her kişinin aklında, kalbinde ve ruhunda biriciktir, ayrı ayrıdır.
11.Dramafon; eskiden radyo oyunu diye bildiğiniz, bugün ve
gelecekte duyacağınız, sesle kurulmuş bütün dramatik sanatların ortak adıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder