ZHENG’İN PERVAZI
1
İMKÂN VE İHTİMAL
Zheng’in bir pencere görmesi
Zheng, bir pencere gördü bir gece
Eski penceresinden bakarken aya
Kadın memesinden ve güneşten saydam
Gözden de güzel bir pencere
Bütün sevişmelere, bütün hikâyelere, bütün türkülere,
Hem zerreden bütüne,
Hem kızlara ve erkeklere açılan
susam, susuzluk kadar kusursuzdu
Zheng’in pencere üzerine sayıklaması
Zheng, gözden de güzel pencereyi almak istedi ellerine
Çevresinde döndürdü onu
Kalbinin en gizli arzusunu
Kısmetli ekalliyet
Ve fuzuli organlarıyla bir kıyamet ekseriyet
Zheng on
yedisindeydi, ağladı bütün gece
“Cenderemdeyim, yok bi pencere!”
Uçurumdan atlasam, uçarım sandı.
Bütün kızlarına ve erkeklerine,
Bütün türkülerine ve hikâyelerine,
Bütün markalarına ve plastiklerine dünyanın
Bakışımlı bir pencereden başka ne isterdi ki insan, on
yedisinde?
Pencerelerin ve camların ve piksellerin ve baytların
Mıknatısların ve rüyaların
Cebrin ve kimyanın
P’nin ve Q’nun
Balın ve hazzın suretine ermek için
( Ama suretine
Yalnızca ve fazlasıyla suretine)
Kendisine değil
Bir plan gerekti
Zheng’e
Zheng, gözden de güzel pencereyi almak istedi ellerine
2
GAYE VE ÇARE
Doktorun karşısında
Aslında doktorun ilkin bir karşısı yoktu
Doktor, Zheng’in eski penceresinden gördüğü
Birkaç satırlık bir diyalogdu
Doktor, bir hevesim var benim bir hevesim
Gözümün önünde demet demet bir keramet
Geçen günden beri bir hevesim var
Hevesim âlemin en kıymetli penceresi
Hevesim gözden de güzel
Bu alacakaranlığa bu gerçeklere tahammülsüzüm
Ama güneydeyim ama karşındayım
Aslında ilkin doktorun bir karşısı yoktu
Doktor birkaç satırla şöyle dedi Zheng’e;
“İki elin, iki kolun bacakların var.
İki kulak, iki yanak, bir de başın var.
Her insanda bir burun bir de ağız var.
Sen hiç gördün mü üç kulaklı bir adam?”
Görmemişti Zheng pencerelerden,
Lüzumsuz organlı adamlar
“ İki de böbreğim var benim.” Deyiverdi Zheng
Hatta herkes tamamlanmamışlıktan muzdaripti
Kadim bir çan çınlayıverdi
Bir tel koptu gerilip, yırtılan bir an gibi
“ İster hür ister köle olsun
erkek ve kadınların
vücudunu kötüye kullanmaktan,
mazarrattan
sakınacağım. “
Fakat yoktu Çinde böyle bir Hipokrat yemini
Belki de o doktor ruhunu şeytana satan tabipti
“Çin’in en hızlı
treniyle gel Human’a.
Ağırlıklardan kurtulmalı insan.
Kalın perdelerini aralamak için
Kıymetli pencerelerin.
Bir on yıl daha bekleyemezsin
İçinde, altında, yanında cenderelerin…”
Bir neşter bölüyor ah rüyaları
Tarifisz hürriyet ve medeniyet
Bitimsiz, sınırsız, yani on üzeri yüz falan
Muhteşem pencerelerimiz ve pervazlarımız
Aslında doktorun bir karşısı yoktu ilkin
3
TARİH VE TALİH
Zheng’in kimliği
Sonra Human’da bir hastanede alış veriş tamamlanmıştır
Zheng’in duvarları yerli yerindedir
Yalnız yüz otuz gramlık bir parça et terk edilmiştir
İsmi, Kolomb’tan önce Amerika’yı keşfeden
Hadım kaptan Zheng He gibidir.
O ki şahididir şiddetli rüzgarların ve denizlerin
belalarının
Kitapları batıdan doğuya yazanlar
Kitapları batıdan doğuya okurlar
Çan çalıyor
Çan çalıyor bir salâ gibi
Zheng belki dört oktavlı bir santur
Bir pirinç tanesi
Belki eski bir şehir
Zheng’in bir böbreği şimdi bir Japon mühendisin belindedir
Zheng’in penceresi
Gözevlerinde mavi gök ve büyük su suretleri
Çünkü Zheng’in kıymetli penceresi tam yirmi bin Yuan
Ve altı yüz on gram.
Bir böbrek vücut ağırlığının binde elli biridir
Yüzler risalesinin halet-i ruhiye satırına
Şöyle yazdı Zheng belindeki sızıyla;
“ Ey Çin’e dair hiçbir şey bilmeyen şair…
Tragedya, başı sonu olmayan bir hayatın taklididir.”
Dünyaya hoş geldin Zheng!
Son sürüm pencereni aç ve bağır…
Kendini bir heykel gibi yontup,
Bir devriâlem balonu
gibi fazlalıklarını atıp
Tamamlayabilmek kendi ellerinle evrimini
Bu kirli yüzyıla atılan bir şamar sayılır.
Gözevlerinde mavi gök ve büyük su suretleri
Daily Telegraph gazetesinin 03 Haziran 2011 tarihli haberine
göre, Çin'de Zheng isimli 17 yaşındaki bir genç, bilgisayar devi Apple'ın
tablet bilgisayar ürünü iPad'ın 2'inci sürümünü almak için yaklaşık 3 bin 300
dolara bir böbreğini sattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder