18 Mart 2012 Pazar

ŞİİR KLİBİ: " MERDİVEN " AHMET HÂŞİM

MERDİVEN...

                                   SESLENDİREN: KIVANÇ NALÇA



MERDİVEN


Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...


                          Ahmet HÂŞİM

2 yorum:

  1. muhteşemmm.etileyici bir ses .radyodada dinlemek isteriz :) F.E

    YanıtlaSil
  2. Bu şiiri ilk okuduğum günü hatırlıyorum da, nasıl heyecanlanmıştım:) İzniniz olursa, anlatmak istiyorum... [ Buradaki ''izniniz olursa'' yı lafın gelişi sormadım ; böyle bi kibarlık, çok yol katetmişlik, bi olgunluk havası versin diye sordum. Çünkü birazdan buna ihtiyacım olacak :) ]

    Çok kardeşli aile bireyleri iyi bilirler ki; çocukluğunda, gençliğinde içinde bulunduğun hissiyatı belgeleyen somut delilleri anı olsun diye saklamaya çalışmak en aptalca şeydir. Bu; aşk mektubu, günlük, şiir defteri, yahut yarı günlük yarı şiir defteri, (ablamınki böyleydi) vs. herşey olabilir. Saklayamazsın. Mutlaka onu deşifre edecek; şantajcı ve işgüzar bir kardeş, yahut birbirinden tiran ağabeyler bulunur. Sanırım ablam bunu bilmiyordu o yıllarda:))

    Ablamın lacivert deri kaplı defterini çekmecenin en alt kısmında bulduğumda, nasıl keyiflendiğimi hâlâ hatırlarım. Defteri, tişörtümün içine ustalıkla koymuş, dama çıkan merdivenleri bir solukta çıkmış ve kendimi güneş enerjisinin altındaki kuytu köşeme atmıştım bile. Defteri karıştırdığımda bir sürü aşk şiirleri, günlük olarak yazılmış duygu ve düşünceler, gerçek mi yoksa hayal ürünü mü olduğunu (o vakitler) ayırt edemediğim, bir sürü yazılar vardı.
    İşte ''Merdiven'' şiirini ilk defa o gün okudum, hatta okumakla kalmayıp; bir solukta ezberledim. Ezberlememdeki gâye, şiirin manâsına mazhar olmam değildi elbette:) Benim için o gün bu şiir yapacağım şantajın en kuvvetli karinesiydi:)) Orta ikinci sınıf çocuğu için kayda değer mangırlar sızdırmışlığım, pek çok işten yırtmışlığım oldu bu şiiri en olmadık zamanlarda (sıklıkla tüm aile bireylerinin olmasa da pek çoğunun bulunduğu sofralarda) sesli sesli okuyarak:) Yıllar içerisinde de hep okudum, hâlâ çok seviyorum Merdeven'i.

    Şiirin klibini motiflendirdiğiniz merdiven resmi; dolu dolu onbir yılımı geçirdiğim, muhitten... Hasta hasta çok tırmandım bu merdivenleri, çoğu kere yanlardaki beton korkuluklara dayanıp, dinlendim; çünkü merdivenlerden az yukarıda, sağda bir hastane vardır. Bu merdivenleri ilk gördüğümde, hasta olmama rağmen, dikkat kesilmiştim; farklıydı, hatırı sayılır bir merdiven olması için azdı basamakları, ama ilk basamaığından son basamağına kadar bana huzur vermişti, hala da verir. Az çıkarım işyerinden, ama yolum ne zaman bankalar caddesine düşse, merdivenlerin başında durur, bakarım...

    1870-80 yıllarında dönemin zengin bankeri Avram Kamondo yaptırırken, muhtemelen benim bu kadar etkileneceğimi, huzur bulacağımı tanmin etmemiştir:) O'na şu an bulunduğu yerde huzurlar diliyorum...


    Bu şiiri yorumlamanız ve klipte kullandığınız merdiven resmi bana şiirin; çocukluğumla bugünüm arasında kuvvetli bir rabıta olduğunu düşündürdü. Her kelimesini hissetmemi sağladığınız Ahmet Hâşim şiiri çocukluğumdu; Kamondo Merdiveni ise bugünüm...
    Hoşuma gitti, çok duygulandım. Ne zaman çocukluğumu hatırlasam; hep kendimi olduğumdan daha mutlu, daha kuvvetli, daha özel hissetmişimdir. Şu an hissettiğim de bu. Size çok teşekkür ederim, bu bağlamda... A.Ş. (Anonim Şirket)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...