Da Vinci’nin doğum gününü bütün
dünyayla birlikte bu yıl ilk kez “ WORLD ART DAY “ (Dünya Sanat Günü) olarak
kutlayacağız. “Peki, kimin aklına geldi böyle bir günün kutlanması?” diye
sorabilirsiniz. INTERNATIONAL ASSOCIATION OF ART (IAA)’ın geçen yılki
toplantısında Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Bedri Baykam, büyük
Rönesans sanatçısı Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan tarihinin her
yıl “WORLD ART DAY “ ( Dünya Sanat Günü) olarak kutlanmasını önermiş. Bu teklif
üzerine UNESCO’ya bağlı örgüt, 15 Nisan tarihini resmen Dünya Sanat Günü ilan
etmiş.
Böylesi önemli bir günün bütün
dünyada kutlanacak olmasında büyük sanatçı Bedri Baykam’ın payının olması
gerçekten de onur verici. Bugün hepimiz için sanat dolu bir gün olsun. Ben
şahsen bu konuyla ilgili bütün manşetleri büyük bir sevinç ve heyecanla okudum.
Fakat 15 Nisan Dünya Sanat Günü Etkinlik Programı'nı okuduğumda garipsemedim
desem yalan olur. Açılış konuşmaları, ödüller, konserler, partiler, dinletiler,
gösteriler hepsi tamam da, “Vitrin Sergisi” diye bir etkinlik var…
Nişantaşı’ndaki mağazaların vitrinlerinde sanat eserleri sergileniyormuş. Hem
de bu “etkinlik” 9 Nisan’da başlamış. Ben bu etkinliğin altındaki derin
düşünceyi ne yazık ki kavrayamadım. Ben mi yanlış hatırlıyorum diye T.D.K
sözlüğüne baktım.
“Vitrin” bir dükkân veya
mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal
sergilemek için kullanılan yeri demek. Şahsen ben vitrinlerdeki malları,
mal mal seyretmeyi sevenlerden değilim. Bir sanat eserinin, bir mağazanın
vitrininde sergilenmesinin de o sanat eserinin bağlamını saptıracağından, onun
bir “mal” olarak algılanmasına neden olacağından kaygılananlardanım. Bu kaygımı
doğru çıkartacak bir haber daha vardı bugünkü gazetelerde. Haberi okuyunca
tüylerim diken diken oldu.
Haberin başlığı şöyle; “Fikret Mualla tablolu otelde sanat kampı…”
Türkiye’de sanat temalı otellere
ilgi artıyormuş. Bodrum’da Fikret Mualla başta olmak üzere önemli sanatçıların
eserlerinin sergilendiği Casa dell Arte Oteli,’nde 4 milyon dolar değerinde
sanat eseri bulunuyormuş. Bunun yanı sıra İzmir’de Türkiye’nin ilk edebiyat
konseptli oteli açılıyormuş. Mini Fuar Otel adını taşıyan 15 odalı otelin her
odası Nazım Hikmet’ten Rıfat Ilgaz’a kadar Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinin
eserleri ve şahsi eşyalarıyla donatılmış. “Fikret Mualla tablolu odada uyumak,
Nazım Hikmet’in havlusuyla kurulanmak gibi kavramlar mı girecek yoksa
birilerinin hayatına? Sanatsever olmak böyle saçma bir hal mi alacak yoksa
zamanla?
Ben şahsen Dünya Sanat Günü’nde
Nişantaşı vitrinlerindeki sergilerin yakınından bile geçmeyi planlamıyorum.
Bugün Dünya Sanat Günü’nü kutlamak istiyorsanız müzelere gitmenizi tavsiye
ederim sizlere de. Biz ailece öyle yapacağız. Gazetelerde yazdığına göre çoğu
müzeye giriş bugün ücretsiz. Müze girişleri ücretliyse de vesile olsun, bu
güzel günün şerefine hala almadıysanız bir Müzekart alın derim hepinize.
Müzelere gitmeyi bir alışanlık haline getirin. Neden “Vitrin Sergisi” değil de “Müze”
diye soracak olursanız T.D.K Sözlüğüne tekrar dönelim derim;
Müze: Sanat ve bilim
eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka
gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı.
Sanat eserlerinin yeri ne
mağaza vitrinleridir, ne de oteller… Onların yeri sanat galerileri ve
müzelerdir…
Hepimizin Dünya Sanat Günü
kutlu olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder