15 Nisan 2012 Pazar

İYİ Kİ DOĞDUN DA VİNCİ! BUGÜN DÜNYA SANAT GÜNÜ…



Da Vinci’nin doğum gününü bütün dünyayla birlikte bu yıl ilk kez “ WORLD ART DAY “ (Dünya Sanat Günü) olarak kutlayacağız. “Peki, kimin aklına geldi böyle bir günün kutlanması?” diye sorabilirsiniz. INTERNATIONAL ASSOCIATION OF ART (IAA)’ın geçen yılki toplantısında Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Bedri Baykam, büyük Rönesans sanatçısı Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan tarihinin her yıl “WORLD ART DAY “ ( Dünya Sanat Günü) olarak kutlanmasını önermiş. Bu teklif üzerine UNESCO’ya bağlı örgüt, 15 Nisan tarihini resmen Dünya Sanat Günü ilan etmiş.



Böylesi önemli bir günün bütün dünyada kutlanacak olmasında büyük sanatçı Bedri Baykam’ın payının olması gerçekten de onur verici. Bugün hepimiz için sanat dolu bir gün olsun. Ben şahsen bu konuyla ilgili bütün manşetleri büyük bir sevinç ve heyecanla okudum. Fakat 15 Nisan Dünya Sanat Günü Etkinlik Programı'nı okuduğumda garipsemedim desem yalan olur. Açılış konuşmaları, ödüller, konserler, partiler, dinletiler, gösteriler hepsi tamam da, “Vitrin Sergisi” diye bir etkinlik var… Nişantaşı’ndaki mağazaların vitrinlerinde sanat eserleri sergileniyormuş. Hem de bu “etkinlik” 9 Nisan’da başlamış. Ben bu etkinliğin altındaki derin düşünceyi ne yazık ki kavrayamadım. Ben mi yanlış hatırlıyorum diye T.D.K sözlüğüne baktım.
“Vitrin” bir dükkân veya mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri demek. Şahsen ben vitrinlerdeki malları, mal mal seyretmeyi sevenlerden değilim. Bir sanat eserinin, bir mağazanın vitrininde sergilenmesinin de o sanat eserinin bağlamını saptıracağından, onun bir “mal” olarak algılanmasına neden olacağından kaygılananlardanım. Bu kaygımı doğru çıkartacak bir haber daha vardı bugünkü gazetelerde. Haberi okuyunca tüylerim diken diken oldu.
Haberin başlığı şöyle; “Fikret Mualla tablolu otelde sanat kampı…”
Türkiye’de sanat temalı otellere ilgi artıyormuş. Bodrum’da Fikret Mualla başta olmak üzere önemli sanatçıların eserlerinin sergilendiği Casa dell Arte Oteli,’nde 4 milyon dolar değerinde sanat eseri bulunuyormuş. Bunun yanı sıra İzmir’de Türkiye’nin ilk edebiyat konseptli oteli açılıyormuş. Mini Fuar Otel adını taşıyan 15 odalı otelin her odası Nazım Hikmet’ten Rıfat Ilgaz’a kadar Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinin eserleri ve şahsi eşyalarıyla donatılmış. “Fikret Mualla tablolu odada uyumak, Nazım Hikmet’in havlusuyla kurulanmak gibi kavramlar mı girecek yoksa birilerinin hayatına? Sanatsever olmak böyle saçma bir hal mi alacak yoksa zamanla?
Ben şahsen Dünya Sanat Günü’nde Nişantaşı vitrinlerindeki sergilerin yakınından bile geçmeyi planlamıyorum. Bugün Dünya Sanat Günü’nü kutlamak istiyorsanız müzelere gitmenizi tavsiye ederim sizlere de. Biz ailece öyle yapacağız. Gazetelerde yazdığına göre çoğu müzeye giriş bugün ücretsiz. Müze girişleri ücretliyse de vesile olsun, bu güzel günün şerefine hala almadıysanız bir Müzekart alın derim hepinize. Müzelere gitmeyi bir alışanlık haline getirin. Neden “Vitrin Sergisi” değil de “Müze” diye soracak olursanız T.D.K Sözlüğüne tekrar dönelim derim;
Müze: Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı.
Sanat eserlerinin yeri ne mağaza vitrinleridir, ne de oteller… Onların yeri sanat galerileri ve müzelerdir…

Hepimizin Dünya Sanat Günü kutlu olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...