Bir yazıda başlık ne kadar önemlidir…
Bir kere teknik olarak başlıksız bir yazının ne kadar iyi ve önemli bir yazı olursa olsun sanal âlemde okunma ihtimali yok denecek kadar az. Aynı zamanda
şahane bir başlığın altına ipe sapa gelmez saçmalıklar yazılsa bile birçok kişi
tarafından, okunmasa bile en azından tıklanacağı garantidir.
Edebiyatta bazı tabirler vardır. Başlığın metni aydınlatan kandil olduğunu
söyleyenler, başlığın metnin ya da eserin İmam-ı Âzam’ı olduğunu savunanlar
olmuştur tarih boyunca. Öyle başlıklar vardır ki insan bir yerde
rastladığında o yazının devamını okumadan duramaz. Başlık müstakbel okuru büyüler, çeker…
Aslında bu sanat, başlık atma
sanatı daha çok gazetecilerin sanatıydı son yıllara kadar. Ama artık blog
yazarları da çok kişi tarafından okunmak istiyorlarsa çarpıcı, çekici başlıklar
atmak zorundalar.
İnsan önce başlığı görüyor, o
başlık ilgisini çekerse yazının devamını okuyor ya da okumuyor. Bu nedenle
başlıklarla yazılar arasındaki uyumsuzluk da gün geçtikçe artar oldu. Çünkü
amaç o başlıkla, ortalıkta gezinen
internet kullanıcısını bir şekilde çekmek ve sayfayı tıklamasını sağlamak. O
kadar. Artık marketlerdeki ürünlerin ambalajları neyse blog yazılarının
başlıkları da o…
Başlık çarpıcı olmalı, hayatın
sırlarını açıklamalı. Öyle mütevazı olmamalı. Ama gel de 500 sözcükte açıkla o sırları. Bir
blog yazarı o çok iddialı hayat sırrını biliyorsa sizinle bu kadar kolay
paylaşır mı dersiniz?
Benim çok merak ettiğim şeylerden biri de blog okurlarının
bu çarpıcı başlıklarla verilen kıymetli bilgileri hayatlarında tatbik edip
etmedikleri… Mesela “Flört Etmenin 10 Maddelik Raconu” başlıklı bir yazıyı
okuyan delikanlı bir sonraki flörtünde bu maddelere harfiyen riayet ediyor mu?
Ya da “Evlilikte Sağlıklı Cinsel Yaşam için sekiz püf noktası” “ Evliliği Daha
Ateşli Hale Getirmenin 34 yolu…” gibi yazılar okunduğunda akşam kaç evde bu püf
noktaları ve yollar akla geliyor. Bir de evlilik dediğimiz şey iki kişi
arasında yaşanıyor. Diyelim ki bunlardan biri yazıyı okudu diğeri okumadı… Püf
noktaları ve sihirli yollar hayata geçirilirken iletişim sorunu yaşanabilir.
Kimimiz bu başlıkları “ Aaa, tıpkı
ben!” ya da “Tıpkı bizim Murat!” demek için tıklıyoruz belki de. “Erkeklerin
Vazgeçmek İstemediği 77 Yalan!”, “ Kadınları utandıran 100 soru…” gibi
başlıkları tıkladığımızda karşımıza çıkan yazıyı böyle bir duyguyla okuyoruz.
Bize ya da yakınlarımıza uygun maddeler varsa “normal” olduğumuzu onaylayıp
mutlu oluyoruz herhalde… Belki de “Bakalım blog yazarı doğru söylüyor mu?”
diyerek örneğin kadınları utandıran o soruları en yakınındaki kadınlara
doğrudan soranlar da vardır. Bilinmez.
Fakat hiç suçu olmayan masum insanları zan altında bırakan
tehlikeli başlıklar da var bence. Blog yazılarını fazlasıyla önemseyip hayatın
şifrelerini oralarda arayanları patlamaya hazır birer bombaya dönüştürebilecek
başlıklar da yok değil…
“Yanlış Evlilikler”, “Aldatan Kadının İşaretleri”, “ Erkeğinizin
sizi aldattığını şıp diye anlamanın 99 yolu”, “Burçlara Göre Aldatma Nedenleri”…
Allah aşkına söyleyin; sizce de bu başlıklar biraz tehlikeli değil mi? Kim
bilir o blog yazısını okumadığı için her şeyden habersiz kaç eş ya da sevgili
yersiz yere itham edilmiştir böylesi yazılar yüzünden…
Belki de bu yüzden bu yazı dâhil birçok blog yazısını o kadar da
ciddiye almamak gerek…
Haklısınız. Çoğunda, bu gibi başlıklarda, yazı kendine bile ait olmuyor. Altına bir alıntı yazsa ne kadar güzel olur.
YanıtlaSilBaşlık, çekim gücünün başı zaten bencede.
Blog başlıkları, içeriğimizi yıldızlayan mükemmel eklentilerdir.. Etkileyici ve ilgi çekici blog başlıkları olmadan yayınlanan makalelerimizin pek de bir önemi yoktur.. Başlıkların önemini belirten yazıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.. Teşekkürler..
YanıtlaSilhttp://www.cerezlerim.com/2014/03/gel-de-okuma-baslklarn-okuyucuyu.html