DOĞUMUNUN 100. YILINDA
Ruhi Su Nüfus Kağıdı |
Ruhi Su'ya Bir Kez Daha Merhaba
Yıl boyunca gerçekleşecek Ruhi Su etkinliklerinin bir parçası olarak düzenlenen sergi açıldı. Ruhi Su'nun hayatını metinler, fotoğraflar, ona ait eserler ve objeler üzerinden okuyup sanatçıyla tekrar karşılaşmak için bulunmaz bir fırsat.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği'nin ortaklaşa düzenledikleri sanatçının doğumunun 100. yılı dolayısıyla düzenlenen "Ruhi Su 100" etkinlikleri kapsamındaki sergi dün akşam Tophane-i Amire'de açıldı.
Ruhi Su'nun yaşamından kesitler aktarmayı amaçlayan RUHİSUYÜZ sergisinde, sanatçının bugüne kadar sergilenmemiş özel eşyaları ve mektuplarından çalışmalarına onunla ilgili çok sayıda materyal yer alıyor:
Ruhi Su'nun Kastamonulu bir aşık tarafından armağan edilen bugün 170 yaşındaki sazı, Harbiye cezaevindeyken Sıdıka Hanım'la parmaklıklar ardından yaktığı kibrit ışıkları ile haberleşme malzemeleri, cezaevinde ürettiği el işleri gibi Su'ya ait, onun elinden geçmiş birçok eser, eşya veya şair Seyhan Erözçelik'in granit çalışması gibi ona atfedilmiş sanat eserleri ve tabii çok sayıda fotoğraf...
RUHİSUYÜZ sergisinde sergilenen materyallerin yanı sıra sergi mekânının duvarları da bir yerleştirme çalışması gibi kullanılmış. Duvarlardaki fotoğraflarla iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan farklı büyüklükteki yazılar, Su'nun sanatıyla ayrılması mümkün olmayan hayatını bütünlüyor izleyicinin zihninde.
Sergi onlarca fotoğrafla Ruhi Su'nun hayatına göz atmak, göz atarken okuduklarınla bir kez daha anlamlandırmak, sonra hepsini Türkiye tarihinde yerine oturtmak için bulunmaz bir zemin sunuyor.
Ruhi Su'nun cezaevi yaşamından müzik çalışmalarına, Ses ve Tel Birliği Korosu'ndan Ruhi Su Dostlar Korosu'na, özel hayatından siyasi kimliğine, sanatçının dünyasının detaylarına uzanıyor.
Serginin Can Kartoğlu'yla birlikte küratörlüğünü yapan Karabey Aydoğan'ın sergiyi "Ruhi Su ile göz göze geleceğimiz, sade yaşamına bir adım daha yaklaşabileceğimiz bir sergi" olarak tanımlaması boşuna değil.
"Halk kültürüyle uğraşan salon adamı"
Açılışta Ruhi Su Korosu'ndan Mahsus Mahal ve Ağrı Dağı'nı dinlerken hissedilenlerle sergiyi gezerken düşünülenler arasındaki paralellik çok kişinin dikkatini çekmiştir belki. Ancak bunun serginin başarısı kadar Ruhi Su'nun bu topraklar üzerinde yaşayanlarda bıraktığı izlerle de bağlantılı olduğunu düşünmeden edemiyor insan.
Açılışta görüştüğümüz serginin tasarımını üstlenen Kemal Gökhan Gürses bu izlerin farkında; sergiyi "Ruhi Su'yla yeniden tanışma ve yeniden karşılaşmanın imkanı" diye nitelemesinden belli.
Sergiyle ilgili çalışma sürecine dair "Malzemeyi görmeye, evdeki eşyalarını tanımaya başladığımızda hikâye kendi kendine oluşmaya başladı" sözleri Su'nun Türkiye toplumsal tarihinde kapladığı yeri onu tanıyan herkesin hissettiğinin kanıtı gibi.
Çalışmalarını anlatırken "Karşımıza pırıl pırıl tertemiz bir insan çıktı" diye devam ediyor Gürses: "Bir salon adamı; bir taraftan da halk kültürüyle uğraşan bir salon adamı. Bunu bir tezatlık olarak yaşamayan, çok güzel sindirmiş bir insan. Opera eğitimiyle bunu birleştirmiş ortaya bütün yaşamıyla pırıl pırıl bir insanı çıkarmış. Bize de onu olduğu gibi göstermeye çalışmak kaldı."
Pazartesi hariç, her gün sabah 10 - akşam 5 arasında açık olacak sergiyi gezmek için son gün 30 Mayıs 2012.
Ruhi Su 100 etkinlikleri çerçevesinde 28 Mayıs'ta MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu'nda Gençlik Festivali Ruhi Su Dostlar Korosu bir konser verecek.
18-20 Mayıs arasında, TMMOB ve MMO İstanbul Şubesi'nde, Ruhi Su Dostlar Korosu bu kez koro seçmeleri yapacak.
Yıl sonunda da sanatçıya dair çok kapsamlı bir kitap çıkacak.
Ağaç demiş ki baltaya
YanıtlaSilSen beni kesemezdin ama
Ne yapayım ki sapın benden
Bak şu ağacın bilincine sen
Ölen ben, öldüren benden
Bunca analar ağlayıp durur da
Akıp gider gelinciklerden
Kör müdür sağır mıdır bu ırmak
Ölen ben, öldüren benden
Her yerde böyle olmuş bu
Önce dağa, taşa, ağaca söyletmiş halk
Sonunda sabahın bir yerinden
Uyanıp kalmış ayağa ırmak
Ölen ben, öldüren benden
Ruhi Su...!!!
**F.E**
ILGIT ILGIT SEHER YELİ ESİYOR
YanıtlaSilIlgıt ılgıt seher yeli esiyor
Gavur Dağları'nın başı dumanlı
Gönül binmiş aşk atına, aşıyor
Bre beyler cununluğun zaman mı?
Aşağıdan iskan evi geliyor
Bezirganlar koçyiğide gülüyor
Kitabın dediği günler oluyor
Yoksa devir döndü, ahır zaman mı?
Dadaloğlu'm sevdası var başımda
Gündüz hayalimde gece düşümde
Alışkan tüfekle dağlar başında
Azrail'den başkasına aman mı?
Dadaloğlu / RUHİ SU ** F.E
o zamanlar nüfus cüzdanı bile daha bi farklıymış. Allah uzun ömürler versin
YanıtlaSil