21 Mart 2012 Çarşamba

SULH SÛRELERİ


Bugün 21 Mart...




Bu çetin kışın ardından gelen muhteşem bahar, bütün insanlığın baharı olsun…
Baharımız, bayramımız şen olsun, mutlu olsun…
Bu bahar sonsuza dek sulh getirsin tüm dünyaya…
Nevruz’umuz,  Newroz’umuz kutlu olsun…






SULH SÛRELERİ


Toprağa, tohuma, suya, havaya,
Müthiş bir ahenkle dönen dünyaya
Methiyeler düzenleriz.
Tüm halkların adını biliriz kendi dilimizde,
Bu yalan öykünün bittiği yerde,
Biz yalnız uysal hayvanları yeriz
Bir tek kardeşlerimize kıyabiliriz.

Çocuklarımız savaşıp ölürken ve
yüz yılda bir yıkılırken kurduğumuz yapılar
Oturmuş evlerimizde televizyon seyrediyorduk
Haberler, yine o eski haberler
“Kamer’i kana boyayan Amerikan nefer”
-Aslında her şeyi bir yeşil kart uğruna yapıyordu o da-
Bütün katiller gibi o da Kabil’di.
İlk kez kim çevirdi bir toprak parçasını çitle?
Biri söylesin…
Ve dedi ki; Burası benim! Kimse girmesin!
Bereketli topraklar ve billur sular, ilk kez kime yetmedi de
biz de düşman olduk birbirimize
İşte bu kirli hikâye tarihimizdir, kimse yazmasın.
Çocuklarımız savaşıp ölürken
ve yüz yılda bir yıkılırken kurduğumuz düşler
Ben artık televizyon seyretmeyeceğim.
Erken doğan gül parmaklı şafak şöyle diyor çünkü
Ceme gelin canlar!
Şimdi bir sofra kurulacak Anadolu’da
Ceylanla aslan
Kurtla kuzu
İnsanla insan
Hatta bir köşede de çirkef cenklerin kirli mağlubu
Yetmiş mi seksen mi, yüz mü, beş yüz mü?
Dirilir o gün ölü diller bile
Barış,
Egenin en kadim zeytini
Kürt böreğindeki kar gibi pudra şekeri
Herkesin ekmek bandığı bereketli kuymak
Bir de şöyle diyor bak;
Bıraksalar biz barışı kilim gibi dokuyabilirdik.
Taşları ayıklayıp da omuz omuza,  bereketli tarlaları sürebilirdik.
Herkes oğluna bir hikâye uydurabilir.
Her bebek kardeşlik için doğarken,
Tehlikeli hikâyelerle zehirlenebilir.
Söyle bana,
Doğmamış çocukların sulh sûrelerini
kim bilebilir?
Onlar, birbirlerini adını bilmeden seven çocukların
masum tekerlemeleridir
Minik avuçlarında paylaşıldıkça çoğalan
rengârenk şekerlemeleridir
Şöyle diyorum bak;
Barış,
seni belki de yarın, bir günde bir bina gibi inşa ederiz
Dilden dile berraklaşan türkülerimizle
Barışı çocuklarımıza ezberletiriz
Bıraksalar biz bir günde barışabiliriz.




                                                                                Kıvanç Nalça
                                                                                2010

3 yorum:

  1. huzur ve barış içinde bir nevruz olur kimbilir...

    YanıtlaSil
  2. tüm temennileriniz gerçek olsun Kıvanç bey...artık olsun...ne güzel yazmışsınız...(R.T.)

    YanıtlaSil
  3. günaydın kıvanç bey .yazınız yine muhteşem.şiir tam kıvamında.umarım dünyada şavaş adına birşey kalmaz.dün akşam.yemek yerken 19:00 haberlerini izleyim dedim açtığıma bin pişman oldum. her yerde şavaş .kavga.ve şehitlerimiz:((( yemek boğazımdan geçmedi.ve gözlerim doldu..ne olur sanki barış olsa.herkes kardeş gibi geçinse..ne olurrr...gerçektende barışı çocuklarımıza en güzel şekilde öğretmeliyiz..emeğinize sağlık.F.E

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...