Dramafon Radyo Oyunu
ve Ses Kültür Derneği olarak ilk sloganımız buydu;
“Sesin saltanatını ilan ediyoruz…!”
Üç yıl oluyor Dramafon Derneği’ni
kuralı… Fakat Gülhane parkında bir ceviz ağacı misali, “ne siz bunu farkındasınız, ne de polis farkında…” Aslında biz
sesin saltanatını “sessiz sedasız”
ilan edenleriz. Bir avuç ses emekçisi üç yıl önce kurdu Dramafon Derneği’ni…
Dramafon sözcüğü de bizim hem parolamız hem de sese gönül verenlerin sözlüğüne
armağanımız. Sesle yapılan bütün dramatik işleri tanımlamaya çalıştık bu sözcükle…
Yani radyo oyunları, arkası yarınlar, sesli kitaplar, şiirler, hatta müzik…
Görüntünün günümüz tüketim toplumunda
nasıl ve nice kullanıldığını biliyoruz. Burada uzun uzun anlatmaya gerek yok. Her
şeyin bir fiyatının olduğu bir dünyada biz söze “Televizyonunuzu kapatmayı
unutmayınız!” diyerek başlamıştık.
Televizyon kültürü eleştirdiğimiz, muhalif olduğumuz bir şeydi… Dramafon
düşüncesini, manifestosunu, serüvenini merak edenler bu sayfadaki Radyo
Yazılarını tarayarak bulabilirler.
Burada oturup uzun uzadıya
Dramafon’dan söz edecek değilim sizlere… Onu başka günlerde başka yazılarda
yapacağım. Bu yazının konusu “Sesin
Saltanatı”… Biz, radyo oyunu ve ses kültürü üzerine kendimizce bilimsel bir
yöntemle çalışmalar yapaduralım, Karaköy’deki dernek merkezi ofisinin kirasını
ödeyene kadar akla karayı seçelim… Kuruluş aşamasında yanımızda yöremizde yer
alan yüzden fazla dernek üyesinin arasında mumla arayarak beş lira aidat ödeyen
bir tek kişi bile bulamayalım… Gözlerimizi yumalım, gerçeği arayalım… Bu arada
atlar alınsın, Üsküdarlar geçilsin…
Sesin saltanatı bambaşka bir biçimde ilan edilsin…
Geçtiğimiz günlerde bir firmanın
reklamlarını seslendirmek için anlaşma yapan Okan Bayülgen’in, Saklambaç'ın
haberine göre; reklama yaptığı seslendirme karşılığında 1 milyon dolar ücret
aldığı iddia ediliyor.
Artık bu ülkede bir insanın sesinin değeri bir milyon dolar!
Biz Dramafon hareketi olarak bu
habere çok sevindik. Sevindik çünkü Okan Bayülgen’in ardından bütün seslendirme
emekçileri milyon dolarlar olmasa da emekleri karşılığında insanca yaşayacak
ücretler alabilirler belki diye düşünüyoruz.
Aslında belki de reklamcılar
yanılıyorlar ve dolarlarını ziyan ediyorlar. Psikologlar, insanların bir
reklamda ünlü birinin sesini duyduğunda koşarak gidip o ürünü almadığını
söylüyorlar. 2010 yılında yapılan bir çalışmaya göre düşünülenin aksine
reklamlardaki ünlü seslerinin hiç de işe yaramadığı ortaya çıkmış. Bekli de insanlar
o bayıldıkları güzel seslerden, bir malın özelliklerini duymaktan rahatsız
oluyorlar. O seslerden hayata dair daha manalı ve derin sözler duymayı bekliyorlar…
Kim bilir?
Artık bu haberler, araştırmalar ne
kadar doğru ne kadar yanlış ben bunu bilemeyeceğim. Bildiğim bir tek şey var. O
da bu olayın, yani Okan Bayülgen’in reklam seslendirmesi karşılığında bir
milyon dolar alacak olmasının, benim anladığım anlamda “sesin saltanatı” ile bir
ilgisinin olmadığı. Bu haber olsa olsa, “ Okan Bayülgen’in saltanatı” olarak
tanımlanabilir bizim sözlüğümüzde…
Dramafon Hareketi olarak Okan
Bayülgen’i tebrik ediyoruz. Kendisi yıllarca ne zaman bir radyo oyunu kaydına
çağırdıysak parayı pulu sormadan koşup gelmiştir. Yine arasam yine gelir,
bundan eminim. O ve onun gibi yüzlerce sanatçı “bu kubbede bâki kalanın bir
hoş sadâ olduğunu” bilirler çünkü.
Ama ben sesin bâki kaldığı kadar bâkir kalmasına, günümüz kapitalist
sistemi içinde eskimeyen ve eskimeyecek dev bir ada olarak kabul edilmesine
inananlardan biriyim.
Sesin pazarlarda kıymetli bir mal
olmasına gönlüm el vermez… Bir radyo oyununun tek bir saniyesi bile bizim için
milyonlarca dolardan daha kıymetlidir… Çünkü benim ve benim gibi düşünen bir
avuç insan için ses, gözleri görenlerin tarif edemeyeceği bir ışığa sahiptir. O
ışığı size yalnızca, bir radyo oyununu dinleyen ve gözleri görmeyen bir
dinleyici tarif edebilir. Bana defalarca tarif etmişlerdir çünkü… Oradan
biliyorum…
Kıvanç
Nalça
Size ve yazdıklarınıza katılmamak mümkün mü sevgili Kıvanç Nalça,, ödenek bulamamaktan dolayı (devletin sanata bakışı ve cimriliği nedeniyle)kapanan caanım tiyatrolar ve bu nedenle sahnelenemeyen nice oyunları düşünürsek,,ülkemizde "satılık ses" lerin aldığı fahiş fiyatlar oldukça düşündürücü bir durum...
YanıtlaSilAzade Aze
evet gerçekten gözlerimiz kapalı sizin sesinizi radyo dinlerken seçe biliyoruz. mesela bugün ben yayında anadolu hayat reklamlarını sizmi seslendiriyorsunuz diye sormuştum. sayfada bilmem gördünüzmü.sesinize çok benzettim.ve yanılmadığımı düşünüyorum.bence çok güzel bir şey.ses çok önemli.yerinde kullanmakta.radyoda sesinizi daha çok duymak istiyoruz.kıvanç bey.haberleri neden sunmuyorsunuz.bence sunmalısınız.ses harika.birgün inşallah haberleride sizden dinleriz.bu aralar fazla radyoda sesinizi duyamıyoruz keşke her gün duysak. yazınız muhteşem olmuş.emeğinize yüreğinize sağlık.F.E :)
YanıtlaSilemeğinize sağlık ..mlk
YanıtlaSil