"Ben kendini yok eden kadınlardan söz etmiyorum.
Onlar çarçur edenlerdir kutsal tanecikleri."
Andrey Voznesenski
Onlar çarçur edenlerdir kutsal tanecikleri."
Andrey Voznesenski
1997 yılında yayınlanan ilk kitabım “Mutsuz Anneler Kulübü” Voznesenski’nin bu iki dizesiyle başlar. Ardından benim eklediğim cümle gelir;
Mutsuz Anneler Kulübü yayınlanan ilk tiyatro oyunumdu ve tür olarak bir “Kadın Oyunu” olarak kayıtlara geçti. Birkaç yılda bir amatör tiyatrolar sahneler bu oyunu. Prömiyerlerini de 8 Martta yaparlar. Mutsuz Anneler Kulübü’nde varlıklarını ve hayatlarını eşleri ve çocukları üzerine kurmuş, bir birey olarak kendi varlıklarını bu uğurda hiçe saymış kadınların dramlarını ve mutsuzluk yazgılarını ele almaya çalışmıştım. Ne kadar da çok kadın böyle yapmıştır hayatı boyunca…
Eşin ve çocuğun var olsun, başarılı olsun, toplumda saygın bir yere gelsin diye bir ömür emek ver, sonra günün birinde ziyan olmuş bir hayatın yasını tut... Çağımızda kadın olmak üzerine düşündüğümde hep bunlar gelir aklıma.
Oysa 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir karnaval havasında yaşanıyor sanki günümüzde. Böyle acılı, dramatik sözlere hiç gerek yok. Daha 8 Mart gelmeden başlıyor cep telefonlarına mesajlar yağmaya;
“Lazer Epilasyonda Kadınlar Gününe Özel Süper Kampanya!”
“ Löpçük Bank’tan Kadınlar Gününe Özel Şahane Tüketici Kredisi!”
“8 Martta Swarovski Taşlı İnci Gerdanlıksız Kadın Kalmasın!”
Daha neler neler…
İşte kapitalizmin yarattığı 8 Mart algısı böyle bir şey.
155 yıl önce New York’taki 40.000 kadın dokuma işçisinin insanca yaşama koşulları için direndiğini, grevde polisin emekçi kadınlara saldırıp 129’unu öldürdüğünü, aslında 8 Martta bu 129 kadın işçiyi andığımızı gel de anlat genç kuşaklara…
Evet, 8 Mart emekçi kadınların insanca yaşama ve çalışma hakları için ayaklanmalarının sembol tarihidir. Haklarını arayan, insanca yaşamak isteyen kadınlara karşı uygulanan erkek şiddetinin 155 yıl öncesinde kalmadığını kadın erkek hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bugün dünyanın her yerinde milyonlarca kadın fuhuşa zorlanıyor. En gelişmiş ülkelerde bile bu cinsel kölelik düzeni hala devam ediyor. Yine dünyanın her yerinde on beş, kırk yaş arası kadınların ölüm nedenleri arasında erkeklerin uyguladığı şiddet, kanserden bile önce geliyor. Yani erkek egemen toplum kadınlar için kanserden bile tehlikeli. Hala evlilik adı altında kız çocukları alınıp satılıyor. Hala kadınlar eğitim görmek ve meslek edinmek gibi konularda erkeklerle eşit fırsatlara sahip değil. Hala kadınların evde oturmasının gerektiğini düşünen örümcek kafalılar var.
İstatistiklere, rakamlara baktıkça insanlığımdan, erkek olduğumdan utanıyorum. Ama bu böyle gitmemeli. Kadınlar her 8 Martta 155 yıl önce ölümü göze alarak direnen o 129 kadını hatırlamalı. Sadece bu da yeterli değil tabii… Bütün kadınlar kendi varlıklarını kendi elleriyle kurmak için çalışmalı. Sadece eşleri ve çocukları için değil bir birey olarak kendi varlıkları için de çalışmalı, üretmeli… Doğanın ve tanrının kendilerine bahşettiği yaratma, üretme gücünü çarçur etmemeli.
Bence işe; ”Ben karımı çalıştırmam!” diyerek, bütün çalışan kadınların fahişe, onların eşlerinin de muhabbet tellalı olduğunu ima eden herifleri, adam yerine koymayarak başlamalı.
Hiçbir manasız savaşın tarafı olmayan kadınlar barış ve özgürlük için savaşmalı. Kadınlar 155 yıl önceki ruhla evde, sokakta, iş yerlerinde hayatın her alanında direne direne özgürleşmeli. Ve tabii erkekler de özgürlüğü için savaşan kadınları çok ama çok sevmeli.
8 Mart, Dünya Özgür Kadınlar Günü olmalı…
Dünya şahane bir yer olmalı yani…
Kıvanç NALÇA
Kıvanç NALÇA
keşke herkes bu şekilde algılasa ve ”Ben karımı çalıştırmam!” diyerek, bütün çalışan kadınların fahişe, onların eşlerinin de muhabbet tellalı olduğunu ima eden herifleri, adam yerine koymayarak başlasa. ben şahsen bu şekilde düşünen erkekleri insan olarak dahi görmüyorum. kaleminize sağlık sevgili kıvanç bey... Dilek OK
YanıtlaSilyazınız çok güzel kıvanç bey... öncelikle düşüncelerinizden dolayı sizi tebrik etmek istiyorum...fakat erkek egemen bir ülkede ataerkil bir aile modeli içinde sizin yazdıklarınızı uylayan tasvip eden kişilerin parmakla sayılı olduğunu bilmek de bir o kadar üzücü ...değişmesi gereken kafalardaki yanlış kadın imajıdır kendince tamamen kişisel çizilen kadın resmidir...zamana ayak uydurmak ve kadınlarımıza güvenmek belkide atacağımız ilk sağlıklı adımdır...okumuş bir kadın olarak ben bu toplum dayatması mahalle baskısını hissedebiliyorsam varın kendi kendine yetemeyen ifade özgürlüğü elinden alınmış kızlarımızın kadınlarımızın durumunu siz düşünün !!!!
YanıtlaSilrüzgar eylül
öncelikle bu özel günümüzü ele alıp bu muhteşem yazıyı yazdığınız ve kutladığınız için çok teşekkür ederim .keşke herkes sizin gibi ince düşünen biri olsa ...ama malesef bazıları öyle değil.yazınızı çok beğendim.bütün gerçekleri dile getirmişsiniz.bazı örümcek beyinliler okumalı bence yazınızı.belki birşeyler öğrenirler.kadın olmak çok zordur.nedemişler yuvayı dişi kuş yapar...bir erkek olarak bu güzel düşüncelerinizden dolayı teşekkür eder başarınızın devamını dilerim :)funda esmer.
YanıtlaSilBelgin Balkız:Güne, kocası tarafından öldürülen kadın haberiyle başladım ve sizin de belirttiğiniz gibi kadın ölümlerinin gözardı edilmeyecek bir bölümünün erkek şiddetine dayalı olduğu bir toplumda bulunmaktayız.Ben bu gerçeğin değişmediği sürece,kadın olarak haklarımızın olduğunu fakat bu hakları kullanma özgürlüğümüzün olmadığına inanıyorum.Duyarlılığınız için size de tüm kadınlar adına teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilBu özel günde böyle bir konua deyinip bizleri düşündüğünüz için çok teşekkür ederiz. Bence sizin gibi "KIVANÇ NALÇA" gibi erkekler oldukça ve sayıları çoğaldıkça biz kadınların sırtı yere gelmez. Yanımızda ve arkamızda olduğunuz için çok mutluyum en azından ben kendi adıma.. Yazdıklarınızı o kadar anlaşılır ve güzel dile getirmişsinizki bir alt satıra geçmek için sabırsızlanıyorum ve akıp gidiyor aynı zamanda okadar doğru tespitleriniz varsa sanki bizim için dilleniyorsunuz. Yazınızı ve yazdıklarınızı beğenerek takip ediyorum. sevgiler ve başarılar dilerim diycem ama zaten çok başarılı birisiniz...
YanıtlaSilKadınların sesi olmuşsunuz bugün..Teşekkürler..
YanıtlaSil