Kanatlı
Hayvan Sevenler Derneği Genel Başkanı’nın 17. Olağan Genel Kurulda Söylediği
mezmurdur
Halbuki korkulacak kan gibi bir şey
vardı
Merdiven altlarında “Karşı Madde”
imal ediyorduk
Ve aradığımızı yalan yanlış
bulduğumuzda google’da
“Ulan, Tanrı Parçacığı mısın sen
gavat!”
deyip deyip birbirimize,
burnumuzu kravatımıza silip
gülüyorduk.
“Bir kova kanat ve bir şişe kola!”
Bu parolayı hep bilmelisiniz.
İstanbul martılarının parolasıdır bu,
işareti de “ökse”
Bu tüneller buradan taa Cern’e kadar
giderler.
Bu vapurların hepsi Peirce’ın vapurlarıdır.
Örneğin bir atmaca vururduk, bir
kadın bir erkek
Bir avuç kan içerdik kadehlere bölüp
dudaklarımız kırmızıydı, kötüydük de
ondan
Biliyorduk vapurlar götürürdü bizi
civciv pazarlarına
Öpüşlerimiz bahtiyar ve ılıktı.
Martılardan biri basınca çığlığı,
yani kuş parolasını
Anasını, avradını, yumurtasını
Koy verecekti cümle kanatlı mahlukat
Biz bunları çok önceden de
bilebiliyorduk
Halimiz başta ve sonda aynıysa
birbirimizin kopyası olduğumuzdandı
Fabrikalarımızda ürettiğimiz uçamayan
kuşlarımız
tombul ve aptaldırlar
Zaten onlar layık değildir hiçbir
intihara
Zaten biz de uçamayan porsiyonları
azad edecek değiliz
Fakat ne varsa,
evet, ne varsa bu kanatlı gecededir
Bizi burada bir araya getiren
kafeslerinde çığlık çığlığa öten
sevgililerimiz
Şimdi eğilip kendi ellerimden
öpüyorum,
başıma koyuyorum kendi ellerimi
Antep’te kuşçuya kız vermiyorlardı
eskiden
Bir yandan güvercine takla attırıp
bir yandan kenevir çeken koca
istemiyordu hiç kimse kızına
Biz biliriz kuşların Beşir Fuad’ını
O ki Nuh’a zeytin dalını getiren
değil
paçalı bir posta güvercinidir
Nereden nereye…
Şimdi biz sivil toplum örgütleriyiz
Türler arasındaki gastronomik aşkın
şahitleriyiz.
Dedim ya,
ne varsa bu kanatlı gecededir
Bu duvarlarda gördükleriniz
sevgililerimizin uçuş ve istirahat
resimleridir.
İşte siz muhteşemsiniz, ben de
muhteşemim
Siz de bu güvercin mezadına iştirak
ediniz.
Lafı fazla uzatmayalım; işte her
birimize
bir şişe kola, bir kova kanat
İnsanı insan yapan iki şey var, değil
mi efendim;
“Bilim ve sevda…”
Ne varsa efendim, kanatlı gecededir.
Şimdi eğilip kendi ellerimden
öpüyorum,
başıma koyuyorum kendi ellerimi
Kıvanç Nalça
keşke sizin sesinizide duysaydık.ozaman daha şahane olurdu.emeğinize sağlık uğraşıp yazmışsınız.yine süpersiniz :) F.E
YanıtlaSiltürler arasındaki gastronomik aşkın şahitleriyiz. bunu sevdim.. şiiri bütün olarak ta sevdim ama tam anlayabilmek için 2 kez okumam gerekti:)) fnç
YanıtlaSil