Yaşam öyküsünü okuyup garipsediğimden midir yoksa kötü çevirilerle
birkaç şiiriyle karşılaştığımdan mıdır bilinmez Halil Cibran şiirlerinden pek
tat alamayanlardandım. Düne kadar fazla şiirini okumuş da sayılmazdım. Fakat
dün Halil Cibran’ın Tanrı Elçisi (Nebi) adlı meşhur kitabı elime ulaştı. Cahit
Koytak çevirisiyle Kapı Yayınları’ndan çıkan kitabı eve dönüş yolunda bir
solukta yarıladım. Gece de elimden bırakamadım.
Aslında ben akıl veren, kendince yol gösteren, hayatın ve yaşamın
“gizli” sırlarını okura yukarıdan bakan bir üslupla açıklayan şiirlerden pek
hazzetmem. Şiir kendi başına bir söz ve varlıktır benim için… Bence büyük büyük
laflar etmek şiire yakışmaz. Fakat Cahit Koytak’ın Taraf Gazetesinde pazartesi
günleri yayınladığı şiirleri severek takip edenlerdenim. Hala habersiz olanlar,
günlük gazetede şiir olur mu diyenler varsa Cahit Koytak’ın dizeleriyle
seslenmek isterim onlara;
günlerden bir gün, bir de bakıyorsunuz,
günün bütün gazeteleri, olacak şey mi,
ana sayfa manşetten son sayfanın
son satırına kadar şiir, şiir, şiir!
yer gök eteğini silkmiş ve bütün hazinelerini
günlük gazetelerin içine boşaltmış sanki.
Hint’ten, Çin’den kervanlar yüklerini
gölgesine indirmişler serlevhaların;
ve düşünün, göçmen kuş sürüleri,
kırlangıçlar, üveyikler, leylekler
vals yapıyor sahanlığında, haber sayfalarının.
Onun çevirisi olunca bir başka
şevkle okumaya başladım.
Kitap birbirinden bağımsız şiirlerden oluşmuyor… İnsanlar Tanrı Elçisi’ne
soruyorlar. Bize Giysiler’den söz et diyorlar mesela… Bize Din’den söz et… Bize
Ölüm’den söz et… Suç ve Ceza’dan, Aşk’tan, Evlilik’ten, İyi’den ve Kötü’den söz
et… Hayata dair her şeyin olduğu bir şiir kitabı…
Beni en fazla etkileyen bölümse kucağında bebeği olan bir kadının “Bize
çocuklardan söz et!” demesi üzerine Tanrı Elçisi’nin söyledikleri…
İnsanlık tarihinde ne hazin bir meseledir; “Babalar ve Oğullar”…
İnsanın çocuk sahibi olma nedenleri de yüzyıllardır hemen hemen hep aynıdır.
Platon; “İnsan bedensel ölümsüzlük için kadına( o zamanlar sadece
erkekler insan olarak tanımlanıyor), ruhsal ölümsüzlük için sanata yönelir.”
Demiş.
O zamanlardan beri çoğumuz çocuklarımızı kendimizin bir tür uzantısı
olarak görürüz. Ölümlü olduğumuzun bilinciyle yarım bıraktığımız serüveni onlar
tamamlasın, onlar bizim yaptığımız hataları yapmasın, bizim bir derece üstümüz
olsun isteriz. Bu, içinde iyi ve koruyucu bir taraf olsa da fazlasıyla bencil
bir düşünce modeli… Biz yine Tanrı Elçisi’nin yanıtına dönelim;
“Çocuklarınız,
Sizin çocuklarınız değil, gerçekte.
Hayat’ın kendine karşı duyduğu özlemin oğulları, kızları onlar.
Sizden geçerek geliyorlar dünyaya,
Evet,
Ama siz değilsiniz yola çıktıkları kapı.
Ve sizinle beraber olsalar da,
Size ait değiller onlar.
Sevginizi verebilirsiniz onlara,
Ama düşüncelerinizi değil.
Kendi düşünceleri var, çünkü, onların.
Onların bedenlerinde barınabilirsiniz,
Ama ruhlarında değil.
Çünkü geleceğin evine yerleşir ruhları,
Onların.
Geleceğin evini de ziyaret edemezsiniz,
Rüyalarınızda bile.
Onlara benzemeye çalışabilirsiniz,
Ama sakın benzetmenin yollarını aramayın
Onları kendinize.
Çünkü hayat ne geri geri yürür,
Ne de oyalanır dünle, bugünle.
Çocuklarınızın canlı oklar olarak
atıldığı yaylarsınız siz.
Okçu ebediyetin yolu üzerindeki
Nişan tahtasına gözünü diker
Ve bütün gücüyle gerer ki sizi,
Attığı ok hem hızlı gitsin, hem de
Hedef ne kadar uzak olursa olsun,
Bulsun hedefi.
Öyleyse, Okçunun elinde, O’nun
İstediği kadar
Gerilmeye, esnemeye bırakın kendinizi,
Çünkü, bakın, O, iyi uçan okları sevdiği kadar,
İyi gerilmesini bilen yayı da sever.”
Fazla söze gerek yok.
Cahit Koytak çevirisiyle Kapı Yayınları’ndan çıkan Halil Cibran’ın Tanrı Elçisi
adlı kitabını bütün şiir severlere tavsiye ediyorum…
İlgimi çekti güzel her zamanki gibi çok güzel anlatmışsınız sevgili Kıvanç Nalça...benim çocuğum yok ama tüm çocukları canlıları seviyorum...benim geleceğe miras bırakacağım bir çocuğum yok ölünce unutulacağım belki ama onu kaybetme riskiyle yaşamaktansa daha kolay ve bencilce bir hayatı seçtim.O yüzden çocuk yapmadım. R.T.
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilYeni blog siteniz açıldı : www yorumlasak com
Ceren Akyol.