Günlük Yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Günlük Yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2012 Salı

FEMEN (Фемен): BİR FENOMEN…


FEMEN (Фемен): BİR FENOMEN…
FEMEN


Bu yılın ilk günlerinde Parşömen Yayınları’ndan çıkan Mestur adlı romanımda yüzeydeki konu İstanbul’da bambaşka hayatlar yaşayan iki genç kızın hikâyesidir. İnançlarından dolayı “örtünmüş” bir genç kız ve yine inançlarından dolayı “açık” bir başka genç kız… Romanda beklenmedik bir biçimde bu iki genç kızın yolları kesişir ve aralarında bir dostluk başlar. Sonra hikâye bambaşka yerlere savrulur. Ama benim bugün altını çizmek istediğim şey tam da bu… Farklı inançlardan dolayı farklı yaşam biçimleri olan kişilerin karşılıklı saygıya dayanan bir yaklaşımla birlikte yaşam kültürünü oluşturabilmeleri…Ya da oluşturamamaları...

Mestur; Örtülü, kapalı, gizli anlamına gelen Arapça bir sıfat… Yani Çıplak, açık olma halini tam zıttı. Geçtiğimiz 8 Martta İstanbul çıplak Femen kızlarını ağırladığında yine bu kavramlar üzerine düşünme ihtiyacı duydum.  Tabii burada “ağırladığında” sözcüğü lafın gelişi… Kızlar apar topar sınır dışı edildiler. Şiddet içermeyen eylemler yaptıkları halde hiç de hoşgörüyle karşılanmadılar. Çoğu kişi eylem noktasının ibadethanelere yakın olmasının yanlışlığını vurguladı. Fakat Femen baskılara alışık. Onlar kimsenin hoşgörüsünü istemiyor.

12 Mart 2012 Pazartesi

İSTANBUL SOKAKLARI


Şemsiye


İnsanın aklına boğaza çıkan dar sokaklar, tarihi çeşmeler, martılar falan geliyor, “İstanbul Sokakları” deyince…  Ama artık sokakta yürümek bile İstanbul’da yaşıyorsak, başlı başına bir dert... Hayır, öyle, sokakta yürümek deyip geçmemek gerek... Çünkü o sokağa birlikte çıkmamış olsak da, diğer yüzlerce insanla birlikte yürümek durumundayız... Gelin görün ki, hepimiz aynı yöne gitmediğimiz gibi, aynı hızla da yürümüyoruz, aynı vitrinlere bakıp, aynı yerlerde durmuyoruz...

TRT FM KAÇTAN ÇIKIYOR?

TRT FM 


TRT FM'in şehir merkezlerinde hangi frekanslardan çıktığını buradan öğrenebilirsiniz.

9 Mart 2012 Cuma

SİGARAYI BIRAKMANIN EN KOLAY YOLU…



TRT FM’de hafta içi her gün yayınlanan Radyo Kulübü adlı programımızı uzun süredir dinleyenler iyi bilirler; ben 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren sigarayı bıraktım. Hatta sigarayı bırakışım canlı yayında gerçekleşti. Karar verişimden, sigara polikliniğindeki ilk randevuma kadar her şey canlı yayında sizlerin huzurunda gerçekleşti. Sigarayı bu biçimde bırakmayı tercih etmemin asal nedeni kendimi sosyal anlamda da sıkıştırmaktı. Öyle ya, bütün o tantananın üzerine sigarayı bırakmaktan vazgeçmek ayıp olurdu.

8 Mart 2012 Perşembe

8 MART DÜNYA ÖZGÜR KADINLAR GÜNÜ


"Ben kendini yok eden kadınlardan söz etmiyorum.
 Onlar çarçur edenlerdir kutsal tanecikleri."
                                                                               Andrey Voznesenski

1997 yılında yayınlanan ilk kitabım “Mutsuz Anneler Kulübü” Voznesenski’nin bu iki dizesiyle başlar. Ardından benim eklediğim cümle gelir;
“Onlardan söz ediyorum ben…”

7 Mart 2012 Çarşamba

ÇOK OKUNAN BİR BLOG YAZARI OLMAK



Bu üçüncü yazımın hangi konuda olmasını istediklerini sosyal ağlardaki takipçi dostlarıma sorduğumda ilginç yanıtlar aldım. Kimi takipçiler, bahar geldiği halde neden içimizde bir bahar sevinci olmadığı sorusunun yanıtını barındıran bir yazı okumak istediklerini söylediler. Ben bu soruyu dilim döndüğünce yanıtlayarak başlayayım yazıya;
“Çünkü henüz kalplerimize cemre düşmedi.”
Bu yanıt benim kişisel üslubumla pek örtüşmese de yazının başlığıyla uyumlu oldu. Çok okunan, yazıları ve siteleri çok tıklanan blog yazarları genelde bu tür sorulara bu tür yanıtlar veriyorlar gördüğüm kadarıyla. Aslında bu yazının başlığı şöyle de olabilirdi;

“ AŞK DOKTORU OLMAK…”

6 Mart 2012 Salı

DÜNYANIN EN ZOR İŞLERİNDEN BİRİDİR FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK…


Dünyanın en zor işlerinden biridir fotoğraf çektirmek... Aslında diş çektirmek de zor ama diş hekimleri anestezi kullanırlar. Fotoğrafçıların böyle bir âdeti yok. Uyuşturmadan, alıştırmadan çekiverirler insanın fotoğrafını. Bu yüzden vesikalık fotoğraf çektirmek başlı başına bir dert... İnsan gülümsese, resmi belgelerde gevşek, kayıtsız hatta laubali bir görünüm sergileyecek. Aşırı ciddi dursa, mutsuz sevimsiz bir ifadeyle geçecek kayıtlara...

Evet, yıllar sonra ilk defa vesikalık fotoğraf çektirdim.

5 Mart 2012 Pazartesi

AKLINIZIN, RUHUNUZUN VE KALBİNİZİN HAYÂLÇALARI


Bu ilk yazımda kendimi en iyi nasıl tanıtabilirim diye düşündüm okuyacak olanlara. Beni oluşturan birkaç şey ve onların birleşimini anlatmaya çalışarak başlamak istedim söze…
Bana sorarsanız okumak her şeydir. Yazmaksa, var olduğunu kendine ve dünyaya fısıldamaktır. Hayat bir oyundur ve insan aslında bazen bir fısıltıdan bazen bir haykırıştan ibarettir.

Bakî’nin dediği gibi;  
"Avâzeyi şu âleme Davut gibi sal
 Bâki kalan bu kubbede bir hoş sâda imiş"

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...